3. Hukuk Dairesi 2017/6474 E. , 2017/14919 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılardan ... ile dava konusu dükkana yarı yarıya ortak olduklarını, davalıların kendi imzasını taklit ederek 18/05/2012 tarihli kira sözleşmesini düzenlediklerini ve mülkiyet hakkını kullanmasını engellediklerini dava konusu taşınmazda davalıların kiracı olmasına rızasının bulunmadığını belirterek davalıların haksız müdahalelerinin önlenmesini ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 150 TL haksız kullanma bedelinin davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, husumetin yanlış yönlendirildiğini, taşınmazda şirketin kiracı olduğunu, kendilerinin şirket ortağı olduklarını, sözleşme geçerli olmasa bile taşınmazın yarı payına sahip olduklarından fuzuli işgal nedeniyle tahliye davası açılmasının mümkün olmadığını, davacının haksız kullanım bedeli isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, 21/10/2014 tarihli karar ile, davanın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, davalıların temyizi üzerine Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 27/05/2015 tarih, 2013/334 Esas, 2014/237 Karar sayılı ilamı ile, dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi davası olarak açıldığına göre uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davalılar kiracı olduklarını savunarak buna ilişkin delillerini sunduklarına göre taraf delilleri toplanıp sonucuna göre uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı tespit edilmesi şayet uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanıyorsa davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hükme esas alınan 18/05/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesindeki imza davacı tarafından inkar edilmiştir. Mahkemece, kira sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup kira sözleşmesinin aslının sunulması için davalılar vekiline süre verilmiştir. Davalılar vekili, sözleşmenin aslı temin edemediklerini beyanla oluşan sonuca göre işlem yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davalı vekilince bir haftalık kesin sürede kira sözleşmesinin aslını sunulmadığından taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğu kanaatine varıldığı, davalının kira sözleşmesinin aslını sunmamakla bunu zimnen kabul etmiş olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de kira sözleşmesi davacı tarafından inkar edildiği ve belge aslı sunulmadığından fotokopi üzerinde imza incelemesi yapılamayacağına göre davalılar kira ilişkisini ispatlayamamıştır. Bu durumda, Mahkemece, davacının talebi yönünden işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.