20. Hukuk Dairesi 2013/9940 E. , 2014/1973 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
B A Ş L I K
Davacı ... 17.09.2003 tarihli dilekçesiyle, Yanıklar Köyü 3 ada 91 sayılı parselin orman ile ilgisi olmadığı halde, tapu kaydının beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığına ilişkin kanuna aykırı şerh yazıldığı iddiasıyla şerhin silinmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli parselin tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin “fen bilirkişi Hasan Türker ile orman bilirkişisi Ali Kemal Aydın’ın 10.12.2004 tarihli krokili raporunda krokide (B) harfi ile gösterilen 1213,38 m²"lik bölümü 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılmıştır.” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş; tüm tarafların temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.09.2008 tarihli ve 2008/7906 E. - 2008/11916 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “dava çekişmeli parselin tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şeklindeki şerhin silinmesine ilişkin olup, davalı sıfatı Hazineye ait olduğu, bu nedenle davalı sıfatı bulunmayan Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken, aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
Hazine ve davacı gerçek kişinin temyiz itirazları yönünden ise; yörede yapılan orman kadastrosu, 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde ya da 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulamasına ilişkin tüm tutanak ve ayrı ayrı haritaları getirtilmediği için, bilirkişi raporu denetlenemediği gibi, orman bilirkişisi 1946 yılında yapılan orman kadastrosuna ilişkin tutanak ve haritaları ile sonraki yıllarda yapılan aplikasyon ve 2/B işlemlerine ilişkin haritalarının yeterince sağlıklı olmadığını, bunun için 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 9. maddesi gereğince uygulama yapılması gerektiğini, orman kadastro haritası ile kadastro paftasının büro ortamında çakıştırıldığını bildirdiği ve keşifte yerel bilirkişi dinlenmediği, 3 ada 67 sayılı parselin kesinleşmiş 2/B uygulaması kapsamında kalan bölümünün, orman kadastro ve 2/B haritası uygulanarak teknik bir çalışma sonucu ifrazıyla, 2/B kapsamındaki bölüm ayrılarak çekişmeli 3 ada 91 sayılı parsel oluştuğu halde, bilirkişiler bu yetersizlikler ve çelişkiler konusunda yeterli açıklama yapmadığını ve bu nedenlerle orman kadastro tutanak ve haritalarının yöntemince uygulayıp uygulamadığı konusunda tereddüt oluştuğu belirtilerek usûlüne uygun orman tahdit uygulaması yapılması ve aplikasyon ile fennî hataların düzeltilmesi gibi çalışmalarla kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeki bir yerin orman sınırları dışında bırakılamayacağı, ancak, 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7 ve devamı maddeleri gereğince kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışındaki bir yerin orman olarak sınırlandırılabileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre, taşınmaz kısmen
-2-
2013/9940 - 2014/1973
bile 2/B madde alanda kalsa dahi yöntemine uygun ifraz krokisi düzenlenmediği sürece taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılabileceğine ilişkin şerh konulabileceği düşünülerek bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davalı ... Yönetimi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, Hazine aleyhine açılan davanın ise, dava açıldıktan sonra taşınmazın beyanlar hanesindeki 2/B madde şerhi terkin edildiğinden, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhinin silinmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 10.06.1946 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1976 yılında yapılıp, 12.07.1977 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 12.10.1978 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile 1989 yılında yapılıp, 18.05.1990 tarihinde ilân edilerek 18.11.1990 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesinde yer alan 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhinin 6292 sayılı Kanun gereğince 11/07/2012 tarih ve 10660 yevmiye numaralı işlemle terkin edilmesi nedeniyle konusuz kalan dava hakkında yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davanın konusuz kalmasına yol açan terkin işlemi 6292 sayılı Kanun gereğince yapıldığına göre, yargılama giderlerinin tarafların üzerlerine bırakılması ve taraflar lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, davalı Hazinenin yargılama giderlerinden sorumlu tutulması ve aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün yargılama gideri ve vekâlet ücretine yönelik 4 ve 5. bendleri hükümden çıkartılarak yerine, “dava 6292 sayılı Kanun gereğince yapılan terkin işlemi sonucu konusuz kaldığından, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına ve lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 17/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.