20. Hukuk Dairesi 2013/10863 E. , 2014/2024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2009/781-2013/60
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli .. Köyü, 681 parsel sayılı 7500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 1970 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında tarla niteliği ile Temmuz 1957 tarih ve 87 numaralı tapu kaydına dayalı olarak dava dışı Ş.. S.. adına tesbit görmüş, bilâhare satış nedeniyle muris İ.. B.. adına tapuya tescil edilmiştir.
Orman Yönetimi, çekişmeli parselin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını ileri sürerek tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece, verilen kesin süreye rağmen, davacı vekilince kesin süre içinde ara karar gerekleri yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2007 yılında 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları yapılmış, sonuçları 26/10/2007 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun 94. (1086 sayılı HUMK"nun 163.) maddesi hükmü uyarınca, mahkemece verilen mehillerin açık ve kesin olması, tarafların yapması gereken hususların onlar tarafından yerine getirilebilecek durumda bulunması, ayrıca, önele uyulmamasının doğuracağı sonuçların açıklanması ve tarafların uyarılması gerekir. Aksî halde, verilen mehil sonuç doğurmaz ve hak düşürücü bir süre olarak kabul edilmez.
Somut olayda; davacı vekiline 13/04/2010 günlü oturumda, ölü tapu maliki İ.. B.."a ait mirasçılık belgesini almak ve bu yönde yetkili ve görevli mahkemede dava açmak üzere 20 günlük kesin süre verildiği, bu süre içinde dava açılmadığı takdirde "taraf teşkilinden ve mirasçılık belgelerinin ibrazından vazgeçmiş ve kaçınmış sayılacakları hususu ile mevcut delil durumuna göre ve taraf teşkili sağlanamadığından sırf bu nedenle davanın reddine karar verileceği"nin ihtar edildiği; 01/06/2010 günlü oturumda, davacı vekilinin, İ.. B.."a ait mirasçılık belgesini almak için dava açtıklarını belirterek, bu davanın sonucunun beklenmesini talep ettiği ve mahkemece de, davacı vekilinin İ.. B.."a ait mirasçılık belgesini ibraz etmesinin beklenmesine karar verildiği ve 07/07/2010 günlü oturumda da mirasçılık belgesinin ibraz edildiği; 06/10/2010 günlü oturumda, ibraz edilen mirasçılık belgesi ile celbedilen nüfus kayıtları arasında çelişki bulunması nedeniyle davacı vekiline muris İ.. B.. yeniden mirasçılık belgesini almak üzere dava açması için "10 günlük süre ve yetki belgesi verilmesine" karar verildiği; 10/11/2010 günlü oturumda, davacı vekilinin, muris İlyas Bektaş"ın yeniden mirasçılık belgesini almak üzere dava açtıklarını, bu davanın henüz sonuçlanmadığını belirterek, dava sonucunun beklenmesini talep ettiği ve mahkemece de, söz konusu mirasçılık belgesini sunmak üzere davacı vekilene "gelecek celseye kadar" süre verildiği; 01/02/2011 günlü oturumda yeniden alınan mirasçılık belgesinin ibraz edildiği ve davacı vekiline, mirasçıların davaya dahil edilmesi için davacı vekiline "10 günlük süre" verildiği ve devam eden duruşma safahatına göre de muris İ.. B.."ın mirasçılarının
davaya dahil edildiği, mahallinde keşif yapıldığı, orman mühendisi, ziraat mühendisi ve kadastro teknisyeni bilirkişilerden raporlar alındığı, 12/03/2013 günlü son oturumda da tarafların bu raporlara karşı beyanlarının tesbit edildiği anlaşılmaktadır. Gelinen yargılama safhası itibarıyla davayla ilgili tüm delillerin toplanmış olup, davanın esastan nihaî bir kararla sonuçlandırılması gereken aşamaya ulaştığı izahtan varestedir. Bu aşamadan sonra mahkemece geriye dönülerek 13/04/2010 günlü oturumda, davacı vekiline verilen 20 günlük kesin süre içinde ara karar gereğinin yerine getirilmediğinden bahisle ve HMK"nın 94. maddesi hükmü de yanlış yorumlanarak, keza yapılan işlemin, "tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları" (HMK m.114/1-d) dava şartıyla ilgili olup, hüküm anında bu konudaki noksanlığın giderilmiş olması halinde davanın usulden reddedilemeyeceği (HMK m.115/3) hükmü de gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 18/02/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.