3. Hukuk Dairesi 2017/5585 E. , 2017/15002 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının kiracı olarak bulunduğu dava konusu taşınmazı 20.02.2014 tarihinde satın aldığını, taşınmazda geri dönüşüm işi ile uğraşan davalının aylık 800,00 TL kira bedeli ödediğini, davacının, taşınmazı satın aldığına dair ... 1. Noterliğinin 2641 yevmiye numaralı ihtarnamesi aracılığıyla, taşınmazın yeni maliki olduğunu, ihtiyacı sebebiyle kiralananı tahliye etmesini davalı tarafa edinme tarihinde ihbar ve ihtar ettiğini fakat davalının taşınmazı kendisine tanınan 6 aylık sürede tahliye etmediğini ve taşınmazın edinildiği tarihten yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen hiç kira ödemediğini, davacının da uzun süredir geri dönüşüm işi ile meşgul olduğunu ve geri dönüşüm işini icra edecek başka taşınmazının bulunmadığını, şu andaki mevcut iş yerinin ise kiralık olduğunu, belirterek davalının tahliyesini ve Şubat 2015 tarihi itibariyle ödenmemiş 9.600,00 TL. kira bedelinin tahsilini istemiştir.
Davalı, davaya konu taşınmazın, üzerinde hiçbir yapı bulunmayan arazi vasıflı bir taşınmaz olup, taşınmazın önceki sahibi tarafından, 09.11.2012 tarihinde 2 yıllık süre için yıllık 1.320,00-TL bedel ile kiralandığını, kira bedeli yıllık peşin olarak ilk yıl için 1.320,00-TL, ikinci yıl için ise 1.500,00-TL elden makbuz karşılığı ödendiğini, banka yoluyla aylık 800,00-TL kira bedeli gönderilmesinin söz konusu olmadığını, davalının, kira bedelini yıllık olarak ve dolayısıyla 09.11.2014 tarihine kadar peşin olarak ödediğini, davacının ihtiyaç iddiasının samimi olmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 232,50 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu taşınmazın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazları incelendiğinde;
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 818 Sayılı Borçlar Kanunu ile 6570 Sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, bu Kanunlardaki kira ilişkisinden kaynaklanan ihtilaflara ilişkin düzenlemeler,
Kanunun dördüncü bölümünde sıralanmıştır. Kiralanan yerin gayri musakkaf vasıfta olması halinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 299. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen Genel hükümlere tabi yerlere ilişkin kira sözleşmesi hükümleri ,kiralanan yerin musakkaf vasıfta olması halinde ise aynı kanunun 339. ve devamı maddelerinde düzenlenen konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine ilişkin kanun maddeleri uygulanacaktır.
Dava yeni malikin gereksinimi nedeniyle tahliye ve kira bedelinin tahsili istemine ilişkin olup davalının eski malik ile imzaladığı 09/11/2012 başlangıç tarihli 2 yıl süreli, yıllık 1320 TL kira bedelli kira sözleşmesi bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede arsa vasfında olduğu belirtilen taşınmaz hurda ve geri dönüşüm işinde kullanılmak üzere kiralanmıştır. Davacı, kiralanan taşınmazı 20/02/2014 tarihinde iktisap etmiş, 05/03/2014 tarihinde davalıya tebliğ edilen ihtarname ile taşınmaza ihtiyacı bulunduğunu belirterek taşınmazın tahliyesini istemiştir. Dava konusu kiralanan arsa vasfında olup çatılı olmadığından genel hükümlere tabidir. Türk Borçlar Kanunu Genel Hükümlerine tabi olan dava konusu arsa vasfındaki kiralanandan yeni iktisap ve ihtiyaç nedeniyle tahliye istemine dayanılarak dava açılması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece genel hükümlere göre tahliye şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
2- Davalının alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Uyuşmazlık konusu olmayan kira sözleşmesinde yıllık 1320 TL olarak belirlenen kira bedelinin yıllık ödeneceği kararlaştırılmış olup artış hükmü bulunmamaktadır. Mahkemece kira sözleşmesi hükümlerine bağlı kalınarak alacağın hesaplanması gerekirken bilirkişi tarafından tespit edilen aylık 600 TL kira bedeli esas alınarak alacağın hesaplanması doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.