20. Hukuk Dairesi 2016/14808 E. , 2019/4809 K.
"İçtihat Metni".......
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile,...... mahallesinde kain sınırlarını bildirdiği 317,05 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkilli yararına oluştuğunu belirterek taşınmazın müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın öncesinin devlet ormanı olduğu 1989 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmaları ile 2/B alanı olarak Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarılan alanlardan olduğu bu nitelikte alanın zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1953 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 19.03.1991 tarihinde ilân edilip kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 28.06.1973 tarihinde kesinleşmiş, dava konusu yer, Tapulama Kanununa göre devlet ormanı olarak tapulama harici bırakılmıştır.
Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; mahkemece dava konusu yer için keşif yapılmamış, fen ve orman bilirkişi vasıtasıyla orman tahdit haritası zemine uygulanıp taşınmazın ne kadarlık kısmının tahdit sınırı içerisinde kaldığı belirlenmemiştir. Mahkemece keşif yapılmadığı ve böylece orman tahdit haritasının zemine uygulanmasının yapılmadığı görülmekle mahallinde keşif yapılarak orman tahdit haritası zemine uygulanıp taşınmazın orman tahdidindeki konumu ile zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığının belirlenmesi zorunludur.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle yörede yapılan bütün orman tahdit, aplikasyon ve 2. madde ile 2/B madde çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B madde haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneklerinin, yine yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğrafları ile memleket haritalarının orijinal renkli onaylı örnekleri ile 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddeye göre fennî hataların düzeltilmesi çalışmasına ilişkin tutanak, belge ve haritalar ilgili yerlerden temin edilmeli, komşu parsellere ilişkin tapu kayıtları ve varsa dayanak tapu ve vergi kayıtları ile davalı iseler dava dosyaları, tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise ilgili dava dosyaları ile çekişmeli taşınmaza komşu veya çevresinde bulunan taşınmazlar hakkında Orman Yönetimi tarafından
........
aynı nedenle dava açılıp açılmadığı, açılmışsa dava dosyalarının, sonuçlanıp kesinleşmişse tutanak ve kesinleşmiş ilâm örnekleri ile tapu kayıtları araştırılarak bunlara ilişkin dava dosyaları dosya arasına konulduktan sonra, halen ....ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir ziraat bilirkişisi ve bir fen bilirkişisi tarafından oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20/11/2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı sekizinci bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 15-20 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ve 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddeye göre yapılan düzeltme işlemi ile ilgili sınır noktaları bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde ve 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddeye göre yapılan düzeltme haritalarına göre konumu tapulama paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde ve 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddeye uyarınca yapılan harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, davacı ... Yönetiminin iddia ettiği gibi kısmen orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığı, parselin çap krokisine göre tamamının iç parsel olarak belirlenen 2. madde uygulama alanı içinde kalıp kalmadığı ve parseli ilgilendirir orman sınır noktaları ile ilgili çalışma tutanakları ile orman tahdit haritası arasında uyumsuzluk bulunup bulunmadığı ve uyumsuzluk varsa doğru hattın hangisi olduğu tereddütsüz bir şekilde belirlenmeli, aplikasyon veya 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddeye göre fennî hataların düzeltilmesi çalışması ile kesinleşmiş 2. madde ve 2/B madde alanlarının değiştirilemeyeceği ve kesinleşmiş 2. madde ve 2/B madde alanlarının aplikasyon ve düzeltme işlemi ile tekrar orman sınırları içine alınamayacağı gibi kesinleşmiş orman sınırları içindeki yerin aplikasyonla 2. madde ve 2/B madde alanı haline getirilemeyeceği gözetilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak inceleme ve araştırma sonucu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden belirlendiği taktirde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik yada fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik yada komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu veya vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileriyle, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarıyla , tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15-20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritası bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler bilirkişi kurulu aracılığıyla dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu
......
belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan..... hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağı değerlendirilmeli, ziraat bilirkişisinden zilyetlikle kazanılabilcek kültür arazisi olup olmadığı yönünde rapor alınmalı taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/07/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.