20. Hukuk Dairesi 2014/859 E. , 2014/2318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 07/10/2009 gün ve 2009/11262 E. 2009/14305 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı Seyit Ali Çelik mirasçısı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Pülümür İlçesi, Merkez 215 ada 3 parsel 4420,97 m2 yüzölçümüyle ½"şer hisse ile ... ve ... adlarına, 215 ada 11 parsel 12523,73 m2 yüzölçümüyle (ölü) Ali oğlu Seyit Ali Çelik adına, 215 ada 15 parsel sayılı taşınmaz, 4359,25 m2 yüzölçümüyle ½"şer hisse ile ... ve ... adlarına, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği neden iyle tarla ve ahşap ev niteliği ile tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hükmün davalı ... tarafından 215 ada 11 sayılı parsele yönelik olarak temyizi üzerine, Dairenin 07/10/2009 gün ve 2009/11262 E. 2009/14305 K. sayılı ilâmıyla [""İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu ve bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,""] karar verilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne gore orman sınırlandırması yapılmış, taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Davalı Seyit Ali Çelik mirasçısı ..., karar düzeltme dilekçesinde; temyiz dilekçesini tekrar ederek dava konusu 215 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 1930 yılından beri atalarından gelerek kadim tarla olarak kullanıldığını, üzerinde ev bağ ve meyve ağaçları olduğunu, bilirkişi raporlarına görede orman sayılmayan yerlerden olduğunu ve tapu kaydı olduğunu ve fotokopisini dosyaya ibraz ettikleri halde mahkemece getirtilerek sağlıklı şekilde uygulanmadığını, tapu kaydı olan yerde mehkemece orman içi açıklığı olarak kabulünün doğru olmadığını ileri sürerek, Daire kararının düzeltilerek kaldırılmasını ve yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
-2-
2014/859-2318
Davalının karar düzeltme istemli dilekçesinin incelenmesinde; çekişmeli Pülümür İlçesi, Merkez 215 ada 11 sayılı parsel, 12523,73 m2 yüzölçümüyle, 1 katlı ahşap ev ve tarla niteliği ile (ölü) Ali oğlu Seyit Ali Çelik adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; kararın dayandığı gerekçede çekişmeli taşınmazın, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesine göre yapılan orman tahdidi ile eski ve yeni tarihli memleket haritaları, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporunda, çekişmeli 215 ada 11 sayılı parselin orman kadastrosu sınırları dışında ve % 1-5 eğimli, üzerinde ev ve muhtelif yaşlarda verim veren kiraz, üzüm asması, fındık, dut, kaysı, elma ve kavak ağaçları bulunan meyve bahçesi niteliğinde, resmî belgelere göre orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş olmasına karşın, mahkemece taşınmazların konumunun 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi bağlamında orman içi açıklığı konumunda kaldığı kabul edilerek Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilerek yazılı biçimde hüküm kurulmuştur.
Ne var ki; davalı, mahkemece yapılan yargılamada; 07.05.1974 tarihli 8 ve 9 ile 17.06.1958 tarihli 23 ve 24 numaralı tapu kayıtlarına dayanmıştır. Tapulama/Kadastro mahkemeleri basit yargılama ve seri muhakeme usûlüne tâbi olup tarafların şifahi bildirdikleri delilleri dahi toplamak zorundadır. Kaldı ki; davalı taraf, dayandıkları tapu kayırtlarının tarih ve numaralarını ve fotokopilerini yazılı olarak dosyaya sunmuşlardır. Mahkemece, davalının dayandığı tapu kaydı, ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve revizyonları sorularak getirtilmek suretiyle yapılan keşifte uygulanmamıştır. Kaldı ki; tapu kayıtlarının uyması halinde, artık 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi bağlamında orman içi açıklığından da söz edilemez. Eksik araştırma ve uygulama ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Bu nedenle; mahkemece, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, 1969 yılından öncesine ait eski tarihli hava fotoğrafı ve 1971 yılından öncesine ait memleket haritası ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın
-3-
2014/859-2318
o tarihteki hava fotoğrafı ve memleket haritasında ne olarak gözüktüğü ve nitelendirildiği açıklanmalı, taşınmaz üzerinde bulunan bitki örtüsünün ve ağaçların cinsi, yaşı, dağılımı saptanmalı, tapu kaydının başka parsellere revizyonu olup olmadığı araştırılmalı, tapu kaydı uyuyorsa ve başka parsellere revizyonu yoksa tapu kaydı uyan yerde 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklığından söz edilemiyeceği düşünülmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Ayrıca; karardan önce 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinden 748,87.-TL yargılama giderlerinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak Orman Yönetimine verilmesine karar verilmesi de doğru değildir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairenin 07/10/2009 gün ve 2009/11262 E. 2009/14305 K. sayılı ONAMA kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve yerel mahkemenin 11/09/2008 gün ve 2004/221 E. 2008/3 K. Karar sayılı hükmünün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/02/2014 günü oybirliği ile karar verildi.