Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1049
Karar No: 2014/2319

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/1049 Esas 2014/2319 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/1049 E.  ,  2014/2319 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 26/06/2012 gün ve 2012/6916 - 9590 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 2008 yılında yapılan kadastro sırasında ....103 ada 481 parsel sayılı 3376,75 m² yüzölçümündeki taşınmaz, narenciye bahçesi niteliğiyle davalı adına tesbit ve tescil edilmiştir.
    Davacı Hazine vekili, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık, kayalık ve çalılık yerlerden olduğunu, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerine göre zilyetlik koşullarının davalı yararına oluşmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili için dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek taşlık ve kayalık niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı vekili tarafından temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/06/2012 tarihli ve 2012/6916 E. - 2012/9590 K. sayılı kararıyla [İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesine göre yapılan orman tahdidi, eski ve yeni tarihli memleket haritaları, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla, çekişmeli parselin orman kadastrosu sınırları dışında orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş ise de öncesinin makilik yerlerden olduğu, 1990 yılı memleket haritasında dahi imar ve ihya edilmemiş çalılık niteliğinde görüldüğü, 01.10.2010 tarihinde yapılan keşiften 12 - 14 yıl önce imar ve ihya edildiği, bu tarihten, kadastro tesbit tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımıyla ilgili zilyetlik süresinin dolmadığı, dolayısıyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı belirlenerek, Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına,] karar verilmiştir.
    Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
    Davalı vekili, karar düzeltme dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 2008 yılında yapılan kadastro sonucunda oluşturulan tapu kaydı ile adına tescil edildiğini, taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında orman sayılmayan yerlerden olduğunu ve üzerindeki limon ağaçlarını müvekkilinin diktiğini ve 40-50 yıl zilyetlik bulunduğunu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılan sınırlamada orman kadastro sınırları dışında kaldığını ve taşınmazın

    -2-
    2014/1049 - 2319

    Tapu kaydının oluştuğunu, AİHM kararlarına ve AİHS"nin 1 nolu protokolünün 1. maddesine göre mülkiyet hakkının ihlal edilemiyeceğini ileri sürerek daire kararının düzeltilerek kaldırılmasını ve yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
    Davalı vekilinin karar düzeltme istemli dilekçesinin incelenmesinde; çekişmeli ..... 103 ada 481 parsel sayılı 3376,75 m² yüzölçümündeki taşınmaz, narenciye bahçesi niteliği ile davalı adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık, kayalık ve çalılık yerlerden olduğunu, zilyetlik koşullarının oluşmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek taşlık ve kayalık niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmişsede yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Şöyle ki; kararın dayandığı gerekçede çekişmeli taşınmazın, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesine göre yapılan orman tahdidi ile eski ve yeni tarihli memleket haritaları, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporunda, çekişmeli parselin orman kadastrosu sınırları dışında orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş ve öncesinin makilik yerlerden olduğu, 1990 yılı memleket haritasında çalılık göründüğü, 2004 yılı uydu fotoğraflarında dahi imar ve ihya edilmemiş taşlık kayalık çalılık niteliğinde görüldüğü, bilirkişi raporlarına göre imar ve ihyası tamamlanmadığı belirlenerek Hazinenin davasının kabulüne karar verilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur.
    Ne var ki; hükme dayanak alınan fen, orman, ziraat ve jeoloji bilirkişi raporunda taşınmazın (A) ile gösterilen 1807,78 m²"lik bölümünün 18-20 yaşlarında limon-narenciye bahçesi ve eğiminin % 11 olduğu, geriye kalan (B) harfiyle gösterilen 1968,97 m²"lik bölümünün ise taşlık, kayalık, makilik yerlerden olduğu belirtildiğine göre, hükümde olduğu gibi taşınmazın tamamının taşlık ve kayalık yerlerden olduğu kabul edilemez.
    Esasen; çekişmeli taşınmazın narenciye bahçesi niteliği ile kadastro sırasında davalı gerçek kişi adına tesbit ve tescili yapılmıştır. Hazine, çekişmeli taşınmazda zilyetlik koşullarının gerçek kişi yararına oluşmadığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir. Davacı Hazinenin taşınmazın niteliğinin değiştirilmesine ilişkin açıkça bir talebi yoktur. HMK"nun 26. maddesine göre, hâkim, tarafların talebiyle bağlıdır, kuralı gereğince talebi aşacak biçimde taşınmaz niteliği değiştirerek karar verilemez. Bu konudaki Hazinenin talebi açıkça kendilerinden sorulmalı, dilekçeleri ıslah ve tavzih yolu ile açıklattırılmalı, buna göre bir karar verilmelidir.
    Bu nedenle; davalı vekilinin taşınmazın mülkiyetine yönelik ileri sürdüğü sebepler yönünden Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygun bulunduğundan, davacı vekilinin esasa ilişkin karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir. Ancak; hükme esas alınan fen, orman, ziraat ve jeoloji bilirkişi raporunda taşınmazın (A) ile gösterilen 1807,78 m²"lik bölümünün 18-20 yaşlarında limon-narenciye bahçesi ve eğiminin % 11 olduğu, geriye kalan (B) harfiyle gösterilen 1968,97 m²"lik bölümünün ise taşlık, kayalık, makilik yerlerden olduğu belirtildiğine göre, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 1807,78 m²"lik bölümünün tesbitte olduğu gibi narenciye bahçesi olarak (B) harfiyle gösterilen 1968,97 m²"lik bölümünün ise, Hazine vekilinin açıkça talep ve beyanı alındıktan sonra önceden olduğu gibi taşlık-kayalık ve makilik olarak Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir.
    Ayrıca; karardan önce 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil
    yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinden, yargılama giderleri cümlesinden 594.10.- TL nisbi karar harcının davalıya yükletilmesi de doğru değildir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya yönelik olarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin TAŞINMAZIN MÜLKİYETİNE YÖNELİK ileri sürdüğü sebepler yönünden karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, taşınmazın NİTELİĞİNE YÖNELİK karar düzeltme isteminin KABULÜ ile Dairenin 26/06/2012 tarihli ve 2012/6916 E. 2012/9590 K. sayılı onama kararının ortadan KALDIRILMASINA ve yerel mahkemenin 23.11.2011 tarihli ve 2010/649 E. - 2011/707 K. sayılı hükmünün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi