20. Hukuk Dairesi 2013/11036 E. , 2014/2374 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Amasya Belediye Başk. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 17.02.2012 tarihli dilekçesiyle tapuda davalı adına ham toprak niteliği ile kayıtlı bulunan Beyazıtpaşa Mahallesi 124 ada 36 parsel sayılı 3936 m² yüzölçümlü taşınmazın, yörede ilk kez yapılan ve 04.10.2006 - 04.04.2007 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne; dava konusu 124 ada 36 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline ve davalının taşınmaza müdahalesinin önlenmesine karar verilmiş, davalı Amasya Belediyesi tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.06.2013 gün ve 3209 - 7304 sayılı bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararı özetle; "Her nekadar aynı taşınmaz için önce Amasya Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı ve yargılama yapıldığı, keşif icra edilip bilirkişi raporları dosyaya alındıktan sonra dava konusu taşınmazın değerinden dolayı görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının kesinleşmesine rağmen, süresi içinde başvurulmadığından dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmediği, asliye hukuk mahkemesinde aynı taşınmaz için yeniden temyize konu davanın açıldığı, asliye hukuk mahkemesinde yapılan yargılamada; usûl ekonomisi açısından yeniden keşif icra edilmeyerek sulh hukuk mahkemesince yapılan keşif ve alınan raporlara göre karar verilmişse de, davalı vekili, asliye hukuk mahkemesinde yapılan yargılama sırasında 28.12.2012 tarihli celsede, görevsizlik kararı üzerine başvuru yapılarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmediği, asliye hukuk mahkemesinde yeniden dava açıldığı, dolayısı ile görevsiz sulh hukuk mahkemesinde yapılan işlemlerin geçersiz olduğunu beyan etmiştir. Bu nedenle, mahkemece; tarafların ileri sürdüğü deliller toplandıktan sonra yeniden inceleme ve araştırma yapılarak karar verilmesi gerekirken, görevsiz mahkemede yapılan ve süresi içinde görevli mahkemeye başvurulmadığından, HMK"nun 20. maddesi gereği aslında “açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gereken dosyadaki bilirkişi raporlarına göre hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davalının orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapu kaydına dayanarak 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesi gereğince orman kadastrosunun iptali için dava açıp açmadığı da araştırılmamıştır.
Kabule göre de; dava tarihine kadar tapu kaydına dayanarak taşınmazın kullanıldığı, bu kullanımın haksız olmadığı, bu nedenle davalı hakkında müdahalenin men’i kararı verilemeyeceği gözetilmemiştir." denilmiştir.
- 2 -
2013/11036 - 2014/2374
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, elatmanın önlenmesi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan ve orman niteliğinde bulunan taşınmazın, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, 04.10.2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B çalışması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda, çekişmeli taşınmazın orman tahditi içinde kaldığı ve çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak davalı tarafça açılmış bir orman kadastrosuna itiraz davasının bulunmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 25/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.