20. Hukuk Dairesi 2014/861 E. , 2014/2381 K.- TAPUSUZ TAŞINMAZIN TESCİLİ
- KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
- ORMAN SAYILMAYAN YERLER
- TAPU KAYDININ İDARİ YOLDAN OLUŞTURULMASI
- TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 713
- KADASTRO KANUNU (3402) Madde 17
- KADASTRO KANUNU (3402) Madde 14
"İçtihat Metni"Davacı A.. Y.. vekili, 07.09.2005 havale tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği G... İlçesi, T... Köyünde bulunan 28.328,72 m2 yüzölçümlü taşınmazı müvekkilinin imar ve ihya ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescili istemiyle davayı açmıştır.
V.. E.. ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazın kendilerinin zilyedliğinde bulunduğu, A.. Y.. ile ilgisinin bulunmadığı iddiasıyla davaya katılmışlardır.
Davacı K... Ç... vekili, 07.09.2005 havale tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği T... Köyünde bulunan 28.328,72 m2 yüzölçümlü taşınmazı müvekkilinin imar ve ihya ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescili istemiyle Ordu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2005/281 Esas sayılı davayı açmıştır.
Hazine, taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle, V.. E.. ve arkadaşları; çekişmeli taşınmazda zilyed oldukları, K... Ç... ile ilgisinin bulunmadığı iddiasıyla davaya katılmışlardır.
V.. E.. ve arkadaşları vekili, Temmuz 1966 tarih ve 42 numaralı tapuda hissedar ve zilyet oldukları iddiasıyla 15.03.2007 havale tarihli dava dilekçesinde sınırları bildirilen T... Köyünde bulunan taşınmazın müvekkilleri adına tescili istemiyle Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2007/84 Esas sayılı davayı açmıştır.
Çekişmeli taşınmazın dava açıldıktan sonra 14.4.2006 tarihinde idarî yoldan 56.656,37 m2 yüzölçümlü olarak fındık bahçesi niteliğiyle 1517 parsel numarasıyla Hazine adına tescil edilmesi üzerine tüm davacılar dava dilekçelerini ıslah ederek davalarını 1517 sayılı parsele yöneltmişlerdir.
Mahkemece dava dosyaları birleştirildikten sonra, çekişmeli taşınmazın Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek 30.05.2005 tarihinde kesinleşen Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/238-318 sayılı dosyasında davacı E... E..."in zilyedliğinde olduğu belirlenen ancak; kuru toprakta 100 dönümden fazla taşınmazın zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı gerekçesiyle davası reddedilen kesime yönelik olduğu, bu yerin de davanın devamı sırasında idarî yoldan 1517 sayılı parsel numarasıyla Hazine adına tescil edildiği, davacı kişilerin 40/100 dönüm limitini bertaraf etmek amacıyla temyize konu davayı açtıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm V.. E.. ve arkadaşları, A.. Y.. ve K... Ç... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkin olarak açılmış ve yargılama sırasında tapu iptali ve tescil davasına dönüşmüştür. Yörede 1961 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastro çalışması ile 1977 yılında kesinleşen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; taşınmaz, 1961 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında paftada “orman” yazılı yerde bırakılmış, mahkemece V.. E.. tarafından açılan 2007/84 sayılı dosyada keşif yapılmamış, diğer davacılar tarafından açılıp birleştirilen dosyalarda keşif yapılmış, bu keşiflerde alınan uzman bilirkişi raporlarında, taşınmazın 1977 yılında kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı açıklanmış ise de, rapor eklerinde tahdit haritasıyla irtibatlı kroki bulunmadığı gibi, 1977 yılında kesinleşen orman kadastro haritasının orijinal renkli bir örneği de dosyaya getirtilmemiş, yine eski tarihli resmî belgelere göre bir araştırma inceleme yapılmamış, dairenin 23.02.2012 tarihli geri çevirme kararına rağmen; komşu 1515 sayılı parselin E... E... adına tesciline ve 100 dönüm miktar fazlası kesimin reddine ilişkin olan Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/238-318 sayılı dosyası ile davacılar V.. E.. ve arkadaşlarının tutunduğu Nisan 1289 tarih ve 134 numaralı sicilden gelen E... E...ile Ş... evlatları E... ve F...’nın hissedar oldukları Temmuz 1946 tarih ve 42 numaralı tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren getirtilmemiş, kapsamı belirlenmemiştir.
Dava, tescil davası olarak açıldığına, Hazine davaya katıldığına ve dava konusu taşınmaza 14.04.2006 tarihinde idarî yoldan Hazine adına 56656 m2 tapu kaydı oluşturulduğuna göre, uyuşmazlığın çözümünde taşınmazın orman sayılan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığının belirlenmesi yanında; tapu kaydının idarî yoldan oluşturulduğu 2006 yılına kadar kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının veya dayanılan tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığının tesbiti önemlidir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, davanın açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyedliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları, bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, öncelikle 1977 yılında kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar getirtilmeli, orman mühendisi bilirkişi tarafından, orman kadastro haritası ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 10 - 12 orman sınır noktası görülecek biçimde, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, daha sonra dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle, üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, komşu 1515 sayılı parselin 100000 m2 yüzölçümüyle E... E... adına tescilinin dayanağı olan ve yine dava konusu taşınmazın, 1515 sayılı parselin 100 dönüm miktar fazlası olması nedeniyle reddine dair Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/238 sayılı dava dosyası getirtilmeli, krokisi uygulanmalı, çekişmeli taşınmaz orman sınırı içinde veya orman sayılan yerlerden değil ise tescil krokisi kapsamı dışında kalan yerin 100 dönüm miktar fazlası olduğu yönünde kesin hüküm bulunması nedeniyle E... E... ve mirasçıları adına tescil edilemeyeceği, dayanılan tapu kaydı 1515 sayılı parsel çapı içinde herhangi bir yere uymuyorsa, çekişmeli 1517 sayılı parselin dayanılan tapu kapsamında kalması halinde tapu maliki mirasçıları adına tescil edileceği düşünülmeli, tapu kaydı her iki taşınmaza da uymuyorsa, kesin hükümden etkilenmeyen davacılar olup olmadığı belirlenerek bunların taşınmazda zilyedliklerinin olup olmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, ziraat uzmanından taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü, eğim durumu, üzerinde ağaç varsa; sayısı, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü konusunda rapor alınmalı bu şekilde toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükme yöneltilen temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.