12. Ceza Dairesi 2014/4991 E. , 2015/6172 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK"nın 43/1,62/1, 52/1-2, 53/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Kolluk kuvvetlerince 22/06/2010 tarihinde yürütülen devriye faaliyeti sırasında sanığın, kendisine ait tapulu arazi üzerine, tek katlı prefabrik bina yaptırdığı belirlenerek, inşaatı durdurması hususunun, aynı tarihli tebliğ tebellüğ belgesi ile sanığa bildirildiği, bilahare, 22/07/2010 tarihinde kolluk kuvvetleri tarafından icra edilen önleyici hizmet devriyesinde, daha önce belirlenen prefabrik yapının yanına aynı nitelikte iki adet yapı ve sözü edilen yapıların önüne de betondan küçük bir havuz inşa edildiği görülerek sanığa, inşaatı durdurması hususunda aynı tarihli tutanak ile ikinci kez bildirimde bulunulduğu, 29/09/2010 tarihli iddianame ile de sanık hakkında, sit alanında zincirleme şekilde izinsiz inşai ve fiziki müdahale gerçekleştirdiği iddiasıyla inceleme konusu davanın açıldığı;
... Koruma Bölge Kurulu"nun 25/11/2005 tarih ve 1464 sayılı kararında; ... Koruma Kurulu"nun 14/02/1996 tarih, 5576 sayılı kararı ile tescilli 1. derece doğal sit ve ...Yüksek Kurulu"nun 14/11/1981 tarih, A-3225 sayılı kararı ile tescilli 1. ve 3. derece arkeolojik sit alanlarının sağlıklaştırılması amacıyla oluşturulan sit sınırlarının uygun olduğunun belirtildiği, aynı kurum tarafından gönderilen 24/12/2012 tarihli cevabi yazı ile, alanda, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun 25/11/2005 tarih ve 1464 sayılı kararı ile belirlenen sit sınırlarının geçerli olduğunun bildirildiği;
Suça konu bölgede sanığa ait 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu, olay yerinde 24/12/2010, 23/09/2011 ve 01/03/2013 tarihlerinde olmak üzere üç kez keşif yapıldığı, ilk keşiften sonra fen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, prefabrik yapıların 12 parsel sayılı taşınmaz
üzerinde bulunduğunun, sözü edilen taşınmazın da sit alanı dışında kaldığının belirtildiği, ikinci keşiften sonra aynı fen bilirkişinin 13 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak düzenlediği raporda, taşınmaz ve üzerindeki yapının, 1. derece doğal ve 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı tespitine yer verildiği, üçüncü keşif akabinde farklı bir fen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise, 12 parselin 1. derece arkeolojik sit sınırı dışında, 13 parselin bir kısmının 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının, ..."nün 03/04/2011 tarih ve 6920 sayılı kararı eki harita üzerinde her iki parselin de 1. derece doğal sit alanında kaldığının belirtildiği;
Sözü edilen raporların, suça konu yapıların konumunu ve doğal ya da arkeolojik sit sınırları içerisinde kalıp kalmadıklarını belirleme hususunda yetersiz olduğu, yapıların bulunduğu bölgenin niteliğine ilişkin tespitin, suç tarihi itibariyle geçerli olan sit sınırları esas alınarak yapılması gerektiği anlaşılmakla; olay yerinde, daha önceki keşiflere iştirak eden fen bilirkişilerden farklı ve mümkün olduğu takdirde üç kişilik fen bilirkişi heyeti refakate alınmak suretiyle yeniden keşif yapılarak, 22/07/2010 tarihli görgü ve tespit tutanağı eki krokide gösterilip dava konusu edilen üç adet yan yana prefabrik yapı ile önlerindeki havuzun, hangi taşınmaz üzerinde yer aldığının, sözü edilen taşınmazın, suç tarihi itibariyle geçerli olan ... Koruma Bölge Kurulu"nun 25/11/2005 tarih ve 1464 sayılı kararı ile tescilli doğal ve arkeolojik sit sınırları içerisinde kalıp kalmadığının tereddütsüz ve kesin bir şekilde tespit edilmesi, yapılan tespitin, her iki sit sınırları ve suça konu yapılar gösterilip işaretlenmek suretiyle krokilendirilmesinin sağlanması, sonucuna göre de sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, suçun unsurları tam olarak belirlenmeden, yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırı,
Kabule göre de;
Suça konu taşınmazın...Özel İdaresi yönetim sınırları içerisinde bulunduğu ve... Valiliği bünyesindeki koruma uygulama ve denetim bürosunun 27/03/2007 tarihinde faaliyete geçtiği anlaşılmakla;... Özel İdaresi bünyesinde kurulmuş olan koruma uygulama ve denetim bürosunun suç tarihi itibariyle faaliyette olup olmadığı araştırılarak, faaliyette olduğunun belirlenmesi halinde hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun"da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler yönünden, eylemin niteliği ve suç kastının yoğunluğu dikkate alınmak suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.