3. Hukuk Dairesi 2016/9501 E. , 2017/15357 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyalarının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 07.11.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacı asil ve vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; tarafların 2012 yılında evlendiklerini, ... Aile Mahkemesinin 2012/1037 Esas, 2014/658 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, müvekkiline düğünde takılan altınların davalıda kaldığını ileri sürerek; davacıya düğünde takılan 480 gr altın (4 adet bilezik, 1 çift burma, 48 adet çeyrek altın, 1 adet cumhuriyet altını) ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde 40.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı ile evlendikten sonra altınların çalınabileceği düşüncesiyle babasına bıraktığını, 1 ay sonra anne ve babasının yanlarına geldiklerini ve altınları teslim ettiklerini, kendisinin de bu altınları davacıya verdiğini, davacının sakladığını, davacının evden ayrılırken bu altınları götürdüğünü savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; kadın eşe ait ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığı sabit olmasına rağmen, bu ziynet eşyalarının kadın eşe teslim edildiğine dair hukuki kanaat getirici delil mevcut olmadığı, davacının kendi tanığı olan ve detaylı anlatıma sahip olan ve bizzat ziynet eşyalarının kuyumcuda tarttırılmasında hazır bulunan dedesinin beyanı asıl alınarak ziynet eşyalarının 449 gram olduğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile, 4 adet bilezik, 1 çift burma bilezik, 48 adet çeyrek altın, 1 adet Cumhuriyet Altını olmak üzere toplam 449 gr altının aynen, mümkün olmaması halinde, dava tarihindeki değeri olan 34.797,00 TL " nin davalıdan alınarak, davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
İİK"nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır.
Somut olayda, mahkemece; 4 adet bilezik, 1 çift burma bilezik, 48 adet çeyrek altın, 1 adet Cumhuriyet Altını olmak üzere toplam 449 gr altının aynen, mümkün olmaması halinde dava tarihindeki değeri olan 34.797,00 TL " nin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de; aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları belirtilmemiştir. Karar bu hali ile açık ve infaza elverişli değildir.
O halde, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin tespiti için deliller değerlendirilip, düğün cd ve fotoğrafları da incelenerek kuyumcu bir bilirkişiden rapor alınarak, ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilerek ve davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılması (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmeden taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.