20. Hukuk Dairesi 2019/3199 E. , 2019/4838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada .......Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, vasi tayini istemine ilişkindir.
........, vesayet altına alınması talep edilen küçüğün, nüfus kaydı incelenmiştir. TMK"nın 337/2. maddesine göre ana küçük ise çocuğun menfaatine göre vasi atanabileceği veya velayetin babaya verilebileceği belirtilmiştir. Nüfus kaydının incelenmesinde küçük ... babası ... tarafından tanınmıştır. Öncelik velayet olması sebebi ile velayet konusunda karar vermeye de Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
....... ise, tarafların nüfus kaydının incelenmesinde küçüğün babasının ..., annesinin ... olduğu, kolluk birimlerince yapılan yazışma neticesinde küçüğün annesi ve babası ile birlikte "......" adresinde birlikte yaşadıklarının bildirildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir.
Van Aile Mahkemesince ise; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/8103 Esas - 2017/6588 Karar sayılı 20/09/2017 tarihli kararında da belirtildiği gibi "Kanun, ana küçük, kısıtlı veya ölmüş yada velayet kendisinden alınmışsa, hakimin, çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceğini hükme bağlamıştır. (TMK.md.337/2). Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğuna göre, babanın velayeti alma hakkı mevcuttur. Aslolan velayet olduğuna göre, sulh hukuk mahkemesi tarafından davanın, babaya ihbar edilmesi, beyanın alınması, onun tarafından velayetin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, velayeti baba talep etmediği taktirde davanın sonuca bağlanması gerekir. (Y. 2. HD. 2010/4292 –16873 E-K sayılı ilamı)" Yargıtayın yerleşmiş içtihatları gereği davanın vesayet hukukundan kaynaklandığı ve yargılamanın emsal kararda belirtilen usulde Sulh Hukuk Mahkemesi"nce görülmesi gerektiği anlaşılmakla görev konusunun kamu düzeninden olması ve yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekliliği karşısında iş bu dava dosyasına konu talebe ilişkin davanın usulden reddi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 411. maddesi gereği vesayet işlerinde yetki küçüğün veya
kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olması, küçüğün adresinin "..... yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik ve görevsizlik kararı vermiştir.
HMK’nın 22/2. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, mahkemeler arasında karşılıklı olarak verilmiş bir yetkisizlik ve görevsizlik kararı bulunmamakta olup, mahkemece..... Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğundan bahisle ortaya çıkan yetki ve görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Dairemize geldiği anlaşılmıştır. Oysa, olumsuz yetki ve görev uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için.....kararında yetkili olduğu belirtilen ........de karşı yetkisizlik ve görevsizlik kararı vermesi ve bu kararın kesinleşmesi gerektiği nazara alındığında merci tayini için aranan "iki mahkeme arasında olumsuz yetki uyuşmazlığı bulunması" koşulunun henüz gerçekleşmediği kuşkusuzdur. Bu nedenle merci tayini koşulları oluşmadığından dosyanın mahalline iadesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Bu aşamada yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın MAHALLİNE İADESİNE 17/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.