3. Hukuk Dairesi 2017/2880 E. , 2017/15454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, mülkiyeti davalı müdürlüğe ait olan ... Stadı içerisindeki büfelerin 01/08/2014 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira akdi ile özel hukuk hükümlerine göre kiralandığını, kiracılık sıfatı devam ederken davalı tarafından 29/06/2015 gün ve 11761 sayılı gönderilen yazıda "01/08/2015 tarihinde bitecek olan" kira sözleşmesinin yenilenmeyeceği ve sözleşme bitiş tarihinde büfe alanının il müdürlüğü personeline eksiksiz teslim edilmesinin istenildiğini, tahliye isteğinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının sözleşme ve şartnameye aykırı davranmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmenin özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu, Türk Borçlar Kanunu"nun 347/1 maddesi gereği sözleşme süresi bitimine dayanılarak sözleşmenin sona erdirilemeyeceğini belirterek davacı şirketin kiracılık sıfatının var olduğunun tespitine, tahliyeye ilişkin muarazanın menine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taraflar arasında 01/08/2013 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığını, daha sonra 01/08/2014 tarihinde yenilendiğini, sözleşmeye göre toplam 798 m2 alanın kiralandığını, sözleşme 8.maddesinde yazılı "Sözleşmede belirtilen yerler dışında büfe açılması yasaktır" hükmünün defaatle ihlal edildiğini, belirlenen yerlerin dışında tezgah kurarak ve büfe açarak satış yaptığını, yazılı ve sözlü uyarılara rağmen davacının tahsis edilen yerler dışında satış yapmaya devam edildiğini, ayrıca sözleşmenin 4. maddesine göre kiralanan alanın "Çatısı olan bir gayrimenkul" olmadığını, YHGK"nın 08/04/2015 gün ve 2013/6-1850, 2015/1180 sayılı kararı gereği kiracıya önceden ihtar yapılmadan yazılı bir bildirim ile sözleşmenin feshedilebileceğini, davacının akde aykırı davrandığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine toplanan delillere göre davacının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kiracılık sıfatının tespiti istemine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında 01/08/2014 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralanan “Açık tribünde 278,2 m2 Kapalı tribünde 211,2 m2, ... Kale Arkası tribünde 211,2 m2Sanayi tarafı kale arkası tribünde 97,2 m2 toplamda 798 m2 alandaki büfeler” olarak davacıya kiraya verilmiş olup, Davalı ... Valiliği Gençlik Hizmetleri ve Spor Genel Müdürlüğünün 29/06/2015 tarih ve 11761 sayılı yazısı ile 01/08/2015 tarihinde sona erecek olan sözleşmenin yenilenmeyeceği büfe alanının eksiksiz olarak teslim edilmesi hususu davacıya bildirilmiştir. Türk Borçlar Kanun"unun adi kiraya ilişkin 327.maddesi “Açık veya örtülü biçimde bir süre belirlenmişse, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer. Taraflar, bu durumda, açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisini sürdürürlerse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür.” düzenlemesi, Türk Borçlar Kanun"unun 347.maddesinde ise “Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez.....” düzenlemeleri bulunmaktadır. Dosya kapsamından kiralananın adi kiraya veya çatılı işyeri kirasına tabi olup olmadığı tespit edilememektedir. Uygulanacak yasa hükmünün tespit edilebilmesi için taşınmazın üstün vasfının belirlenmesi gerekir. Mahkemece, mahallinde keşif yapılmak suretiyle taşınmazın hakim unsuru da gözetilerek mevcut vasfı tespit edilerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine yada genel hükümlerine tabi olup olmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan 2.bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.