21. Hukuk Dairesi 2019/1579 E. , 2019/2937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : 19. İş Mahkemesi
A)Davacı istemi;
Davacı vekili; 26.08.1967 doğumlu olan davacının 13.05.1985 tarihinde Almanya"da sigortalı olarak çalışmaya başladığını, yurtdışı çalışmalarını borçlanarak 31.08.2015 tarihinde yaşlılık aylığı talebinde bulunduğunu, şartlarını yerine getirmediğinden bahisle talebinin reddedildiğini, yurtdışındaki çalışmaları 18 yaşın altında olsa da sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü gerektiğini belirterek yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı;
Davalı vekili; kurum tarafından yapılan işlemlerde kanun ve mevzuata aykırılık bulunmadığını, kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
İlk derece mahkemesince; “…yaşlılık aylığı tahsis şartlarını taşımayan davacının 31.08.2015 tahsis talep tarihini takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması mümkün olmadığından” davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara esas alınan bilirkişi raporuna karşı sundukları 22.06.2016 tarihli itiraz dilekçesini aynen tekrar ettiğini, "sözleşmenin 29. Maddesi ile 27. Maddesinin birlikte değerlendirileceği ve sigortalılık sürelerinin hangi ölçüde hesaba dahil edileceğini tayin eden mevzuata göre tespit edileceği ifade edilmiştir" şeklindeki açıklama ve gerekçeye katılmanın 6552 sayılı yasanın yürürlüğünden sonra mümkün olmadığını, 6552 sayılı yasa ile getirilen yeni düzenleme ile kurumun 2014/27 sayılı genelgesi ve bu doğrultudaki uygulamalarının kendi haklılarını açıkça ortaya koyduğunu, yerel mahkemenin dayandığı gerekçesi ile çelişerek eski uygulama çerçevesinde verilen bilirkişi raporuna göre davanın haksız olarak reddedildiğini, Almanya"daki ilk işe giriş tarihinin 07.03.1988 olduğunu, bu tarihin 18 yaş öncesi olması ve borçlanmasına gerek kalmaksızın Türkiye"de de ilk işe giriş kabul edilerek tahsis işleminin kabulü gerekirken davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
Bölge Adliye Mahkemesince; “3201 sayılı Yasa, yurtdışında çalışan Türk Vatandaşlarına, yurt dışında çalıştıkları süreleri, döviz karşılığı borçlanma ve buna bağlı yaşlılık sigortasından yararlanma hakkı vermiş ve bu kişilere, yurtdışındaki ülke sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında sosyal güvenliklerine gerek kalmaksızın Türkiye"de sosyal güvenceye kavuşma hakkı tanımıştır. Böylece Türkiye"de çalışıp, belli bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunan Türk Vatandaşları ile yurtdışında çalışanların sosyal güvenceleri açısından bir farklılık kalmamıştır. 3201 sayılı Yasa"dan yararlanmak suretiyle 506 ve 5510 sayılı Yasalar"da öngörülen yaşlılık sigortası kapsamına girmek isteyen Türk vatandaşlarının yaşlılık aylığından yararlanma koşulları ile yurt içinde çalışıp 506 ve 5510 sayılı Yasalar kapsamında bulunan Türk vatandaşlarının yaşlılık aylığından yararlanma koşulları birbirine koşut hale getirilmiştir.
19.10.2014 tarihli 6552 sayılı Kanunun 29.maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5.maddesinin son fıkrasına eklenen "ancak Uluslararası Sosyal Güvenlik Sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce akit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların akit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir." cümlesi ile 01.11.1965 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29/4.bent hükmüne göre; bir kimsenin Türk sigortasına girişinden önce bir Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde Alman rant sigortasına giriş tarihi, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceği belirtildiğinden ve benzer durumda olan sigortalılar yönünden Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun vermiş olduğu 2014/10-454 Esas 2016/481 karar sayılı 06.04.2016 tarihli karara göre; Alman rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye"deki sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilebilmesi için borçlanma işleminin yapılmasına gerek olmadığı yönündeki açıklamaları göz önüne alındığında; davacının İstanbul 22. İş Mahkemesi"nde açtığı dava sonucunda talebi gereğince 18 yaşını doldurduğu 26.08.1985 tarihinin Türkiye"de ilk işe giriş tarihi olarak tespitine karar verildiği, kararın 15.01.2015 tarihinde Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, davacının 57.748,80 TL yurt dışı hizmet borçlanma bedelini 25.02.2014 tarihinde ödeyerek kuruma 31.08.2015 tarihli dilekçe ile tahsis talebinde bulunduğu, kurum tarafından "49 yaşı dolmadığından dosyanın işlemden kaldırıldığı, 26.08.2016 tarihinden sonra yeniden müracaat edebileceği" şeklinde cevap verildiği, davacının hizmet borçlanmasında işe giriş tarihi olarak kesinleşen mahkeme kararına göre 26.08.1985 tarihinin hesaba esas alındığı, dosyada bulunan Alman sigorta kurumuna ait hizmet cetveline göre davacının Almanya"da ilk işe giriş tarihinin Düvo (bilgi kayıt yönetmeliğine göre bildirilen süreler) 13.05.1985 tarihi olarak göründüğü, 26.08.1967 doğum tarihli olan davacının 31.08.2015 tahsis talep tarihinde 48 yaşını doldurduğu, ilk işe giriş tarihi 13.05.1985 olarak kabul edildiğinde davacının yaşlılık aylığı şartlarının 25 yıl sigortalılık, 48 yaş ve 5225 prim gün sayısını yerine getirdiği, davacının 18 yaşını ikmal ettikten sonraki süreye ilişkin borçlanma bedelini ödediği anlaşılmakla;18 yaşından önce Almanya"da ilk işe giriş tarihi olan 13.05.1985 tarihinin Türkiye"de sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı kanuna göre borçlanma yapılması gerekmediğinden davacının tahsis talep tarihini takip eden ay başı olan 01.09.2015 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının kabulüne karar verilmesi …” gerekçesiyle;
1-Davacının istinaf başvurusunun kabulüne,
2-İstanbul 19. İş Mahkemesinin 2016/10 esas 2017/237 karar sayılı 18.04.2017 tarihli kararının kaldırılmasına,
3-Davanın kabulüne,
4-Davacının Almanyada ilk işe girdiği 13.05.1985 tarihinin borçlanma gerekmeksizin Türkiye"de ilk işe giriş tarihi olarak kabulü ile davacının tahsis talep tarihini takip eden ay başı olan 01.09.2015 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine,karar verilmiştir.
E)Temyiz;
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; “Bidayet mahkemesi tarafından verilen karar hukuka ve usule uygun olduğunu,hukuk hakiminin taleple bağlılık ilkesi gereğini yerine getirdiğini,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 33. Hukuk Dairesi"nin, Davacı tarafın talebinin dışına çıkarak, verdiği istinaf talebinin kabulü kararının yasalara uygun olmadığını,davanın genişletilmesi veya mahiyetinin değiştirilmesi yasağına da aykırı olduğunu,davacı tarafın, yaşlılık aylığı talebinde bulunurken sigorta başlangıç talep tarihinde 18 yaşını doldurmamış olduğunu bilerek müvekkil kurum aleyhine dava açtığını, kurumun dava açılmasına sebebiyet verecek herhangi ihmal ve kusuru olmadığını…” belirterek kararın temyiz yoluyla bozulmasını talep etmiştir.
F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dosyadaki kayıt ve belgelerden,davacının erkek olup 26/08/1967 doğumlu olduğu,yurt dışı hizmet cetveline göre 13/05/1985 tarihinden itibaren zorunlu sigorta kapsamında olduğu, İstanbul 22.İş Mahkemesi’nin 2014/45 Esas sayılı dosyasında sigortalılık başlangıç tarihinin 26/08/1985 tarihi olduğunun tespitine karar verildiği ve verilen kararın Dairemizin 15/01/2015 tarih 2014/22281 Esas, 2015/245 Karar sayılı ilamı ile kesinleştiği, 30/12/2013 tarihinde 5030 gün karşılığı yurt dışı borçlanması bedelini ödediği, 26/08/1985 – 31/08/2015 tarihleri arasında 30 yılın üzerinde sigortalılık süresi, 5310 gün sigortalılığı mevcut olup tahsis talep tarihi olan 31/08/2015 tarihinde 48 yaşında olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; 506 sayılı Yasanın, sigortalılık süresinin 18 yaşının doldurulduğu tarihte başlamış kabul edileceğine dair 60/G maddesi hükmü karşısında davacının Almanyada ilk işe girdiği 13.05.1985 tarihinin borçlanma gerekmeksizin Türkiye"de ilk işe giriş tarihi olarak kabulü ile davacının tahsis talep tarihini takip eden ay başı olan 01.09.2015 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı isabetsizdir.
Dava konusu olayda; 26/08/1967 doğumlu olan davacının, 26/08/1985 sigorta başlangıç tarihine göre 25 yıl sigortalılık süresini doldurmuş olup, 5225 gün prim ödeme şartını yerine getirmiştir. Buna göre 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin (b) fıkrasının ( f) alt bendi uyarınca 49 yaşını tamamlamak şartıyla davacıya yaşlılık aylığına hak kazanacak olup, Bölge Adliye Mahkemesince davacının sigortalılık başlangıç tarihi 18 yaşından küçük olduğu 13/05/1985 olduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi hatalıdır.
O halde, yukarıda açıklanan hususlarda dikkate alındığında Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.