Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/512
Karar No: 2013/5752
Karar Tarihi: 17.4.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/512 Esas 2013/5752 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Tapu iptali ve tescil, tenkis davasıyla ilgili olarak yerel mahkeme tarafından reddedilmiştir. Davacılar, miras bırakanın temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davayı açmışlardır. Ehliyetsizlik, muris muvazaası ve tenkis hukuksal nedenlerine dayanıldığı bilinmektedir. Mahkeme, tenkis iddialarını incelenmeden yazılı şekilde hüküm kurmuştur. Bunun üzerine davacıların temyiz itirazları kabul edilmiştir ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: Türk Medeni Kanunu (TMK) (4721) Madde 9, Türk Medeni Kanunu (TMK) (4721) Madde 10, Türk Medeni Kanunu (TMK) (4721) Madde 13, Türk Medeni Kanunu (TMK) (4721) Madde 15, Türk Medeni Kanunu (TMK) (4721) Madde 409, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) (6100) Madde 282. Bu kanun maddeleri, davranışların, eylem ve işlemlerin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudretinin olup olmadığının belirlenmesinde önem taşıdığını göstermektedir.
1. Hukuk Dairesi         2013/512 E.  ,  2013/5752 K.
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL
  • EHLİYETSİZLİK
  • TENKİS
  • MİRASÇIDAN MAL KAÇIRMA
  • MURİS MUVAZAASI
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 9
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 10
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 13
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 15
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 409
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 282

"İçtihat Metni"

Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Asıl dava, tapu iptal ve tescil; birleşen dava ise tenkis isteğine ilişkindir.
Mahkemece, her iki davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, miras bırakanın 20.6.1997 tarihli resmi akitle çekişme konusu 8 parseldeki payını ve 9 parsel sayılı taşınmazın tamamını bağış suretiyle davalıya temlik ettiği, murisin 8.8.1998 tarihinde ölümü üzerine mirasçı olarak eş ve çocuklarından oluşan davacıların kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacılar, miras bırakanın yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, özellikle 28.9.2001 ve 12.3.2002 tarihli dilekçeleri ile de murisin temyiz kudreti bulunmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
İddianın ileri sürülüş biçiminden ve dava dilekçesinin içeriğinden; davada ehliyetsizlik, muris muvazaası ve tenkis hukuksal nedenlerine dayanıldığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.4.1990 gün ve 1990/1-152-1990/236 sayılı kararında da vurgulandığı üzere davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenn bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur.
Diğer taraftan, hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gözetildiğinde, önemine binaen öncelikle incelenmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanunun “ fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir “ biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edebilmesi, borç ( yükümlülük ) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin ( reşit ) olmayı kabul ederek “ ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. “ hükmünü getirmiştir. “Ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 11.6.1941 tarih 4/21)
Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tesbitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar 6100 Sayılı H.M.K.’nun 282 maddesinde belirtildiği gibi Hakim “bilirkişinin oy ve görüşünü" diğer deliller ile birlikte değerlendirir ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli tıp kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanunun 409/2 maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
Somut olayda, mahkemece ehliyetsizlik iddiası üzerinde durulmamış, bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmadan diğer iddialar yönünden değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; önemine binaen öncelikle hukuki ehliyetsizlik yönünden tarafların bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa miras bırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler vs.istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde miras bırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde; bağış şeklindeki temlikin koşullarının varlığı halinde ancak tenkis talebine konu edilebileceği, 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yerinin olamayacağı gözetilerek tenkis iddialarının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


 



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi