MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesi ile; ... İlçesi, ... Kasabasında kain yaklaşık 2 dönümlük tarlayı 1988 yılında ..."dan satın aldığını, satış bedelini 02/08/1991 tarihinde ödediğini, taşınmazın özel mülklerle çevrili olduğunu, 1988 yılından itibaren zilyet sıfatıyla tasarruf ettiğini iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, tescili istenen ve fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 01/03/2013 tarihli raporda (B) harfi ile gösterilen 1.185.02 m2"lik kısmın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/660 Esas sayılı dava dosyası ile Hazine adına tescil edildiği, aynı krokide (C) harfi ile gösterilen 82.17 m2"lik kısmın ise ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/307 Esas sayılı dosyası ile tescil edilen alanda kaldığı, fen bilirkişisinin krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümde orman kadastrosunun 13/02/1988 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın arazi kadastrosunun 1957 tarihinde bitirildiği, bu tarih itibariyle taşınmazın orman vasfıyla tesbit dışı bırakıldığı, orman kadastrosunun kesinleştiği tarih olan 13/02/1988 tarihinden dava tarihi olan 25/04/2008 tarihine kadar 20 yıl 2 ay 12 günlük sürenin geçtiği, arazi kadastrosu çalışması sırasında bu yerin orman vasfıyla tesbit dışı bırakılması sebebiyle 13/02/1988 tarihine kadar bu yerin orman olarak kabulünün gerektiği, bu tarihten dava tarihine kadar 20 yıl 2 ay 12 gün süre geçmesi sebebiyle 2 ay 12 günde taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu böylece zilyedlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmediği, kaldı ki, ziraat bilirkişisi raporuna göre taşınmazın imar ve ihyasının 10 yıl önce tamamlandığı, imar ve ihyadan sonra işbu rapora göre de 20 yıllık sürenin dolmaması sebebiyle davacının davasının reddine kararı verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine yöneliktir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 12/08/1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 07.07.1957 tarihinde kesinleşmiş dava konusu taşınmaz tescil harici bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın 01.03.2013 tarihli bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımların daha önce hükmen tescili
yapılan alanlarda kaldığı, (A) harfi ile gösterilen alanın ise tapulama dışı kalan kısımda ise de; davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27/02/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.