Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3430
Karar No: 2017/15481
Karar Tarihi: 08.11.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/3430 Esas 2017/15481 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/3430 E.  ,  2017/15481 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılar; müşterek çocukları ...’ınn 02/08/2011 tarihinde davalının yapımına devam ettiği inşaatın altıncı katından arkadaşlarıyla oyun oynadığı sırada düşerek ağır yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde yapı sahibinin yerleşim yeri içerisinde bulunan inşaat çevresinde gerekli güvenlik önlemlerini almamasının rolü olduğunu, kaza sonucunda çocuklarının ağır yaralandığını, vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar meydana geldiğini, üç ayı aşkın bir süre bakıma muhtaç hale geldiğini, ailesinin bakıcı, yol vb tedavi giderleri yapmak zorunda kaldıklarını belirterek; asıl davada fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla; 500,00 TL işgöremezlik ve 500,00 TL yol, bakıcı ve tedavi giderinin, birleşen davada çocuk için 7.000,00 TL, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 3.000,00 TL manevi tazminatın ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; olayın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, olayın çocuğun ve ebeveynlerinin tedbirsizlik ve dikkatsizliğinden, inşaatı devam eden bir binaya girmesine engel olmamalarından meydana geldiğini, site içerisinde çocuk oyun alanları olduğu halde inşaatın oyun alanı olarak seçilmesinin dava konusu olaya sebebiyet verdiğini, savcılık soruşturması sırasında davacıların şikayetçi olmadığını, inşaat alanının etrafında gerekli uyarı levhalarının bulunduğunu savunarak davaların reddini istemiştir.
    Mahkemece; dava konusu inşaattan düşerek yaralanma olayında davalı şirketin ağır kusurlu olduğu, gerekli güvenlik önlemleri alınmadığı, davalı şirketin takdiren %75 oranında kusurlu olduğu, davacı anne babanın çocuğun bakım ve gözetim görevlerinde kusurlu oldukları, tazminat yönünden kusur oranında indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davalının takdiren %75 kusur oranına göre 329,475 TL bakıcı, davacıların 1.715,91 TL iş görmezlik tazminatının, birleşen davanın kısmen kabulü ile takdiren 750,00 TL anne Rabia için, 500,00 TL baba Vedat için 500,00 TL Burak için olmak üzere manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte
    davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir.
    1- Asıl dava yönünden temyiz incelemesinde;
    5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080. TL"ye çıkarılmıştır.
    Hüküm, karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Açıklanan nedenlerle tarafların temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
    2- Birleşen dava yönünden temyiz incelemesinde;
    2-a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların sair, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-b) Somut olayda; davacıların çocuğu Burak’ın davalının yapımını üstlendiği inşaattan düşerek yaralandığı, söz konusu inşaat alanında uyarıcı ve koruyucu önlemlerin alınmadığının tespit edildiği, hastane raporlarına göre çeşitli kırıkların meydana geldiği, Adli Tıp raporuna göre de iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği görülmektedir.
    818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47. Maddesi (6098 satılı Türk Borçlar Yasası"nın 56/2.maddesi) gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K"nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
    Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir ( Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2003/21-368-355 ve 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları )
    Dava konusu olayda, manevi tazminat yönünden; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, olayın niteliği, vehameti, davacılar üzerinde oluşturduğu elem ve ızdırabın fazla olması, günün ekonomik koşulları nazara alındığında manevi tazminat miktarı az olarak tayin olunduğu açıktır.
    Hal böyle olunca mahkemece, daha yüksek oranda bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl dava yönünden temyiz istemlerinin miktardan reddine, 2-a) bendinde açıklanan nedenlerle davacıların sair, davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2-b) bendine açıklanan nedenlerle kararın davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi