Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1749
Karar No: 2020/2315

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/1749 Esas 2020/2315 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2020/1749 E.  ,  2020/2315 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 26/10/1990 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ...ilçesi, ...köyünde bulunan 102 ada 51, 142 ada 14, 102 ada 49, 151 ada 4, 147 ada 48 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında tespiti yapılan taşınmaz bir bütün olduğu halde miktar fazlası denilerek taşınmazın iki parsele bölündüğünü ve dava konusu 102 ada 114, 142 ada 55, 102 ada 112, 151 ada 92, 147 ada 220 parsel sayılı taşınmazlar tarla vasıflı olarak Maliye Hazinesi adına tespit gördüğünü, oysa ki bu taşınmazların müvekkili ve kök miras bırakanlar tarafından 70-80 yılı aşkın bir zamandır malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız olarak zilyeti olarak kullanılmakta olduğunu ve bu taşınmazların tarım arazisi olduğu, Kadastro Kanununa göre gereken tüm şartlar ve zilyetlik bulunduğu ve bilirkişilerce tarla vasıflı olarak açıklanmasına karşı Maliye Hazinesi adına tespit görmesinde müvekkilinin mağdur olduğunu, bu sebeple ...ilçesi, ...köyünde bulunan 102 ada 114, 142 ada 55, 102 ada 112, 151 ada 92, 147 ada 226 parsel sayılı taşınmazların Maliye Hazinesi adına olan tapusunun iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile ...köyü 142 ada 55 ,102 ada 112,102 ada 114 ,151 ada 92 ve 147 ada 226 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptaline, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmamış, dava konusu taşınmazların memleket haritası üzerindeki durumu incelenmişse de, bu araştırma sadece taşınmazların orman niteliği taşıyıp taşımadığı ile sınırlı kalmış, memleket haritaları ve dayanakları olan hava fotoğrafları üzerinde taşınmazların tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı ve kullanılan yerlerden olup olmadığı, taşınmazlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşları ve dağılımları ile ilgili inceleme yapılmamıştır. Ayrıca taşınmazların tespit tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki, durumu da incelenmemiştir.
    Dairemizin iade kararı ile bu hususta ek rapor düzenlenmesi istenmişse de; iade gerekleri yerine getirilmemiş, dava konusu parsellerden sadece iki tanesi için rapor düzenlenmiştir. Mahkemece yapılan keşif sırasında dava konusu taşınmazlardan 151 ada 92 parselin heyalan nedeni ile kaydığını ve tarım arazisi özelliği bulunmadığını keşif tutanağında belirtilmesine rağmen ziraat bilirkişice bu hususta bir inceleme yapılmamış mahkeme gerekçesinde de bu durum açıklanmamıştır
    Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; öncelikle mahkemece 1957 ve 1977 yıllarına ve tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları, bu hava fotoğraflarından yararlanılarak üretilen memleket haritaları ve varsa amenajman planı ve fotogrametri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı aracılığıyla mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişi eliyle taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü ile taşınmazlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği ile ağaçların cinsi, yaşları, dağılımları ve kapalılık oranları, tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı ve kullanılan yerlerden olup olmadığı belirtilmeli, 151 ada 92 parselin keşif tutanağında yazan durumu da irdelenerek ziraat bilirkişisince taşınmazın olağanüstü zilyetlik yolu ile kazanılıp kazanılmayacağı değerlendirimeli ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 01/07/2020 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi