Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/400
Karar No: 2014/2541

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/400 Esas 2014/2541 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/400 E.  ,  2014/2541 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında, Belkavak Köyü 101 ada 243 parsel sayılı 15.151,32 m² yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden 2002 yılında ... tarafından işgal edildiğinden sözedilerek tarla niteliği ile davalı Hazine adına tesbit edilmiştir.
    Davacı ..., satış senedi ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 101 ada 243 ve 699 parsel sayılı taşınmazların adına tapuya tescili istemiyle dava açmış, daha sonra 19.06.2006 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 101 ada 699 parseli dava etmediğini, parsel numarasında maddî hata yaptığını, 101 ada 243 ve 245 sayılı Hazine parsellerinin adına tapuya tescilini istediğini belirtmiştir.
    Mahkemece, 101 ada 245 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın ayrılmasına, 101 ada 699 sayılı parsel hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 101 ada 243 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek fen bilirkişisi tarafından düzenlenen krokili raporda (A) ile işaretlenen bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, (C1), (C2) ve (C3) ile işaretlenen kesimlerinin köy boşluğu olarak bırakılmasına, (D) ve (B) ile işaretlenen bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesini 30/09/2009 tarihli ve 2009/9496 E. -2009/13646 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyleki; hükme dayanak alınan orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldığı açıklanmış ise de dosyada tahdit haritası bulunmadığından orman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor denetlenememektedir. Diğer taraftan, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten kadastro tespit tarihine kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazın, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile tespit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda; mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Bunlardan ayrı çekişmeli taşınmazın kullanılmayan, ham toprak niteliğinde bulunan (C1), (C2) ve (C3) ile işaretlenen
    -2- 2014/400 - 2541

    bölümlerinin ham toprak niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, köy boşluğu olarak bırakılmasına karar verilmesi de doğru değildir, denmekle ayrıca; dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerin;
    1) Orman sayılan yerlerden veya 3402 sayılı Kanunun 16. maddesinde belirtilen özel mülkiyete tabi olmayacak, kamu mallarından olduğunun belirlenmesi,
    2) Kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğunun anlaşılması,
    3) İl, İlçe ve kasabaların nazım veya uygulamalı imar planlarının kapsadığı alanlarda kaldığının saptanması,
    4) Kadastro tesbit tarihinden 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması,
    5) Kadastro tesbit tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmemiş olması (H.G.K.’nun 22/03/1995 gün 1994/8-873-216, 19/02/1997 gün 1996/8-768-100, 24/09/1997 gün 1997/20-372-718 ve 18/02/1998 gün 1998/8-15-129 sayılı kararları),
    6) O yerde orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. ve Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a. maddeleri kapsamında orman içi açıklık konumunda bulunması (H.G.K.nun 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034, 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039, 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-582 sayılı kararları ile orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir.), hallerinde, özel ve tüzel kişiler adlarına özel mülk niteliğiyle tapuya tescil edilemeyeceğinden başka bir araştırmaya gerek olmadan kişinin davasının reddine karar verilmelidir.
    Yukarıda yazılı koşulların somut olayda bulunmaması halinde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli,
    Somut olayın özelliği gözönünde bulundurularak ayrıca;
    a) Keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hâli hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı,
    b) Kadastro tesbit tarihinden önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının Aynı Maddenin 3/7/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek, aleyhteki kararı davacı kişi temyiz etmediğinden Hazine yararına oluşan usûlî kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.”gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.09.2009 tarihli ve 2009/9496 Esas 2009/13646 K. sayılı bozma kararına uyulmasına karar verilmiş, Yargıtay bozma kararı doğrultusunda mahkemece tekrar keşif icra edilmiş, dava konusu Belkavak Köyü 101 ada 245 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın tefriki ile mahkememizizn görevsizliğine, dava konusu Belkavak Köyü 101 ada 699 parsel sayılı taşınmaz olmadığından bu parsel hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu Belkavak Köyü 101 ada 243 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişileri tarafından dosyaya sunulan 23.09.2013 tarihli krokili raporlarında (A) harfi ile gösterilen 433,21 m² miktarındaki kısmın aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle ve
    -3- 2014/400 - 2541

    orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (D) harfi ile gösterilen toplam 8076,14 m² miktarındaki kısmın aynı 101 ada 243 parsel numarası verilmek suretiyle davacı Hasan oğlu, ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) + (C), (E), (F) olmak üzere toplam: 6641,97 m² miktarındaki kısımların aynı adanın son parsel numaraları verilmek suretiyle ve ayrı ayrı ham toprak niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, Hazine vekili tarafından 243 sayılı parselin kişiye verilen (D) harfi ile işaretli bölüm yönünden temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 21.04.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır..
    1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporu ile toplanan deliller karşısında, mahkemece, dava konusu 101 ada 243 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin raporuna ekli krokide (D) harfi ile işaretli bölümün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddelerinde belirtilen şartların oluştuğu belirtilerek hüküm kurulduğuna göre, Hazinenin bu bölüme yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüm yönünden hükmün ONANMASINA,
    2) Kadastro hâkimi doğru sicil oluşturmak görevinde olmakla birlikte, bu görevini yerine getirirken taleple bağlıdır. Mahkemece; dava konusu 101 ada 243 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin raporuna ekli krokide (D) harfi ile işaretli bölüm dışında kalan kısımlar yönünden davacı kişinin açmış olduğu dava ret olduğuna göre, bu kısımlar yönünden tesbit gibi tesciline denmesi gerekirken, bu bölümlere yönelik hüküm kısmında davalı 101 ada 243 parselin fen bilirkişinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 433,21 m² miktarındaki kısmın orman vasfıyla Hazine adına, yine fen bilirkişinin raporuna ekli krokide (B)+(C), (E), (F) olmak üzere toplam: 6641,97 m² miktarındaki kısımların ise ayrı ayrı parsel numaraları verilmek suretiyle ve ham toprak niteliği ile Hazine adına tesciline şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm 3 nolu fıkrasına yazılan “Davacının Kütahya, Merkez Belkavak Köyü 101 ada 243 parsel sayılı taşınmaz hakkında açmış olduğu davanın kısmen kabulüne;”cümlesinden sonra gelen, .... tarafından dosyaya sunulan 23.09.2013 tarihli krokili raporlarında (A) harfi ile gösterilen 433,21 m² miktarındaki kısmın aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle ve orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline;” cümlesi ile “Kadastro fen bilirkişileri Haydar .....tarafından dosyaya sunulan 23.09.2013 tarihli krokili raporlarında (B) + (C), (E), (F) olmak üzere toplam: 6641,97 m² miktarındaki kısımların aynı adanın son parsel numaraları verilmek suretiyle ve ayrı ayrı ham toprak niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline;” cümlesinin çıkartılarak çıkartılarak yerine “..... tarafından dosyaya sunulan 23.09.2013 tarihli krokili raporlarında (A) harfi ile gösterilen 433,21 m² ve (B) + (C), (E, (F) harfleri ile gösterilen toplam : 6641,97 m²"lik kısımların tespit gibi tarla vasfıyla Hazine adına tesciline” ibaresi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K’nun 438/7. maddesine göre hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 27/02/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi