20. Hukuk Dairesi 2014/358 E. , 2014/2542 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekilince tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında,....yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı adına tesbit görmüş ve tapuya tescil edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, davalı taşınmazın bir kısmının öteden beri Devlet Ormanı olduğunu, kordinatlarla sınırlandırılmış bölümünün tapu kaydının iptali ile belirlenecek kısmının orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kesinleşmiş orman tahdidi bulunduğu ve davalı taşınmazın kısmen kesinleşen tahdit içinde kaldığından bahisle davanın kabülüne, teknik bilirkişilerin 16.01.2012 tarihli raporlarına ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 983,00 m2"lik kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, bu kısma yönelik davalının müdehalesinin men"ine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, müdahalenin menni ile tapu iptali ve tescil davasıdır.
Çanta Köyünde, orman tahdit çalışmaları 1943 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince yapılmış olup, 1949 tarihinde kesinleşmiş ve 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdidinin aplikasyonu ve 6831 sayılı Orman Kanununun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması 09.09.1991 tarihinde ilân edilerek 13.10.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Yörede arazi kadastrosu 766 sayılı Tapulama Kanuna göre 1976 tarihinde başlamış 1982 tarihinde kesinleşmiştir.
1) Davalının tapu iptali tescil davası yönünden temyiz itirazları bakımından; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman tahdit hattı içinde kaldığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
2- Davalının, elatmanın önlenmesi davası yönünden temyiz itirazları bakımından; dava konusu taşınmazların, davalı tarafından dava tarihine kadar tapu kaydına dayanılarak tasarruf edildiğinden ve bu tarihe kadar davalı tarafından çekişmeli taşınmaza haksız elatma sözkonusu olmadığından, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece, davalının taşınmazlara yönelik elatmasının önlenmesine karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil
yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin tapu iptali ve tescil davası yönünden temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.