3. Hukuk Dairesi 2017/5741 E. , 2017/15502 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; davacılar vekilinin duruşma istemi davanın mahiyeti itibariyle reddedilerek, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; paylı mülkiyete tabi dava konusu taşınmazın, 15/04/2013 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli, aylık net 18.000,00 TL bedelli sözleşme ile davalı şirkete kiralandığını, davalılar tarafından 2013 Yılı Ekim ve Kasım aylarından 5.000,00’er TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL eksik ödeme yapıldığını, kendi hisselerine isabet eden ödenmeyen kira bedelinin ise toplam 8.333,40 TL olduğunu, davalılar tarafından keşide edilen ihtarname ile; tevdi mahalli tayini yapıldığından kiranın Vakıfbank ... Şubesindeki hesaba ödendiğinin bildirildiğini ancak tevdi mahalli kararının yanlış ve hatalı olduğunu belirterek, temerrüde düşen davalının kiralanandan tahliyesine ve ödenmeyen 8.333,40 TL"nın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, kiralayan sayısının artması nedeniyle ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/139 D.iş sayılı dosyası ile tevdi yeri tayini kararı verildiğini, davacıların düzenledikleri ihtarnamenin tebliğinden sonra süresi içerisinde 10.000,00 TL kira borcunun Vakıfbank ... Şubesine yatırıldığını, temerrüdün söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; temerrüt ihtarnamesinin tüm kiralayanlar tarafından gönderilmediği gerekçesiyle tahliye isteminin reddine ve 2.165,00-TL kira bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar vekilinin temyiz itirazları incelendiğinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 15.04.2013 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile aylık kira bedeli 18.000- TL olarak belirlenmiş ve ödemenin kiraya verenlerin payları oranında banka hesaplarına yatırılacağı kararlaştırılmıştır. Davacılar keşide ettikleri 28.11.2013 tebliğ tarihli ihtarname ile; 2013 Yılı Ekim ve Kasım aylarından 5.000,00’er TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL eksik ödeme yapıldığını belirterek, hisselerine isabet eden 8.333,40 TL kira bedelinin 30 gün içerisinde ödenmesini istemiş, açmış oldukları davada da, taleplerini yinelemek suretiyle, ihtarnameye konu kira borcunun 30 günlük sürede ödenmemesi nedeniyle davalıların kiralanandan tahliyesine ve ödenmeyen 8.333,40 TL"nın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece alınan 28.10.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacıların talep ettikleri Ekim ve Kasım aylarına ilişkin paylarına isabet eden toplam kira bedelinin 30.000-TL olup, davalıların 27.12.2013 tarihinde yasal 30 günlük süre dolmadan ihtarnameye konu kira bedellerini fazlasıyla ödedikleri anlaşıldığından ihtarnameye konu dönemler için bakiye borcun bulunmadığı belirtilmiş, dosya içerisinde yapılan incelemede de davalılar tarafından Mahkemece belirlenen tevdi mahalline süresi içerisinde davaya konu borcun ödendiği anlaşılmıştır.
... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/139 D.iş sayılı kararı ile tevdi yeri mahallinin belirlendiği ve kararın davacılar vekiline tebliğ edildiği açık olup, tevdi yeri tayini kararı iptal edilene kadar, geçerli olan tevdi mahalline, zamanında ödenen kira bedellerinin davacılar tarafından alınmamış olması, ödemenin davalılar tarafından süresinde yapıldığı sonucunu değiştirmeyeceğinden, davacıların talebi ile bağlı kalınarak talep edilen aylar kira bedellerinin süresi içerisinde ödendiği nazara alınarak alacak talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3- 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK"nın 583. maddesinde ""Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz "" düzenlemesi bulunmakta olup, anılan yasa az önce yukarıda belirtildiği üzere kefaletin geçerli olması için kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla ve bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu öngörmüştür. Davaya konu 15.04.2013 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinde ise düzenlemeye uygun bir kefaletin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davalılardan kefil ... hakkındaki davanın bu nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının reddi ile tahliyeye ilişkin hükmün ONANMASINA, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalılar hakkındaki hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.