Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/71
Karar No: 2014/2554
Karar Tarihi: 27.02.2014

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/71 Esas 2014/2554 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/71 E.  ,  2014/2554 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında, Kızılca Köyü 105 ada 511 parsel sayılı 803,33 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanılarak davalı adına tesbit edilmiştir.
    Davacı Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır.
    Mahkemece davanın reddine, taşınmazın tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/2191 Esas 2011/5298 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz, doğu ve güneyden Devlet Ormanına komşu olup, mahkemece taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmadığı gibi çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmamış, taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tesbit tutanakları getirtilmemiştir.
    Mahkemece; öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmış ise buna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ile çekişmeli kaşınmaza komşu olan 105 ada 504, 505, 506, 507, 508, 509, 510, 512, 513, 514, 515, 516, 517, 518 ve 519 parsel sayılı taşınmazlara ait tesbit tutanak suretleri ile eğer itirazlı iseler dava dosyaları ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu 105 adada bulunan tüm parselleri bir arada gösterir kadastro paftasının orijinalinden çekilmiş fotokopisi getirtildikten sonra eğer yörede kesinleşen orman kadastrosu yoksa veya orman kadastrosu yapılmamışsa; orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658 ve 6831 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece hangi nitelikteki taşınmazların Devlet Ormanı sayılacağını göstermiş ve Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar Devletleştirilmiş, Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiş olduğundan önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman
    yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Eğer, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede tesbit tarihinden önce yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu bulunmakta ise, kural olarak; 4785 sayılı Kanun gözetilmek suretiyle orman tahdidi yapılıp kesinleşmişse bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının orman mühendisi yardımıyla yerine uygulanması yoluyla çözümlenir. O halde, mahkemece yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası uygulattırılmalı; taşınmazın konumu uzman ve fen ehli bilirkişilere düzenlettirilecek tahdit hattı ile irtibatlı krokide gösterilmeli; çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde kapsamında olan yerlerden ve 4999 sayılı Kanun kapsamında unutulan ormanlardan olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyedlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyedlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyedlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyedliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davalı yararına zilyedlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, murisi yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3.7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” denilmiştir.
    Mahkemece, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.05.2011 gün ve 2011/2191 Esas 2011/5298 Karar sayılı bozma kararına uyulmasına karar verilerek tekrar keşif icra edilmiş, yapılan yargılama sonunda, davacının davasının reddine, dava konusu .... 105 ada 511 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Yörede orman kadastro çalışmaları 1946 yılında başlamış, 17.05.1947 tarihinde ilân edilerek 17.08.1947 tarihinde kesinleşmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve taşınmazın orman tahdidi dışında orman sayılmayan yer olduğu belirlendiğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 27/02/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi