21. Hukuk Dairesi 2014/4610 E. , 2014/6530 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... Vek. Av. ... ile Davalılar 1- ... Vek. Av. ... 2- ... 3- ... Müh. Mim. Denk.İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. 4- ... Hazır Beton Prefabrik İnş. aralarındaki tazminat davası hakkında ... 2. İş Mahkemesince verilen 07/03/2013 gün ve 419/162 sayılı kararın Onanmasına ilişkin Darimezinin 21/10/2013 gün ve 12298/18836 sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvrulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü. 25/03/2014
K A R A R
Davacılar vekili 22.01.2014 tarihli dilekçesi ile Dairemizin 21.10.2013 gün ve 2013/12298Esas, 2013/18836Karar sayılı kararında, yerel mahkeme kararının onandığını, oysa davanın açılmamış sayılması nedeniyle davacı yararına takdir olunun vekalet ücretlerinin tarifeye aykırı olduğu halde bu yöndeki kararın onanmasının maddi hataya dayalı olduğunu, maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda işlemden kaldırılmasından sonra yenilenen dosyanın takipsiz bırakılması nedeniyle HMK’nun 320/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve 13.510,00-TL davalı yararına vekalet ücretine karar verildiği dava dilekçesinin ve kararın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarifenin 7/1 maddesi gereğince “Görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilmesi durumunda, Tarifede yazılı ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki aşamada ise tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” Bu duruma göre davanın açılmamış sayılması nedeniyle vekille temsil olunan davalı yararına 13.510,00-TL takdir olunan yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin Dairemiz kararında maddi hatanın söz konusu bulunduğu anlaşılmakla Dairemizin 21.10.2013 gün ve 2013/12298Esas, 2013/18836Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir
Mahkemece HMK’nun 320/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararı isabetlidir. Ancak davanın açılmamış sayılması nedeniyle davalı yararına, avukatlık ücreti verilirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ‘/1 maddesine aykırı biçimde maktu vekalet ücretini aşar biçimde davalı yararına avukatlık ücretinin fazla takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 5. Bendinin tümüyle yerine:
“9-Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1 maddesi gereğince vekille temsil edilen davalı yararına 1.320,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, karar düzeltme harcının davacıya iadesine, 01.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.