Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2687
Karar No: 2013/5854

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/2687 Esas 2013/5854 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, bir tapuda yapılan satışın miras bırakan tarafından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkeme bu istemi reddetmiştir. Ancak Yargıtay, muvazaanın gerçek yönünün açık biçimde ortaya çıkması gerektiğini, delillerin eksiksiz toplanması ve doğru şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemenin yeterli araştırma yapmadığı ve eksik incelemeyle yetindiği için kararın bozulması gerektiği kabul edilmiştir. Kanun maddeleri ise şunlardır: TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 706, TAPU KANUNU (2644) Madde 26, BORÇLAR KANUNU (818) Madde 213, TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 237.
1. Hukuk Dairesi         2013/2687 E.  ,  2013/5854 K.
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL
  • MURİS MUVAZAASI
  • ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ
  • BAĞIŞLAMA
  • MİRASÇIDAN MAL KAÇIRMA
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 706
  • TAPU KANUNU (2644) Madde 26
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 213
  • TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 237

"İçtihat Metni"

Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
 Dava,  muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakan M.C. C."un kat irtifakı kurulu 20 parseldeki 29 nolu bürosunu vekili olan oğlu S. aracılığı ile 20.11.2003 tarihinde oğlu F.n eşi olan davalı gelinine satış suretiyle temlik ettiği, 1920 doğumlu olan miras bırakanın 24.03.2006 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak 30.11.2010 tarihinde ölen oğlu F.un çocukları olan davacı torunları ile dava dışı çocukları S., F. ve F."in kaldığı  anlaşılmaktadır.
Davacılar, miras bırakanın yapmış olduğu temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213. (6098 sayılı T.B.K. 237) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır.
 Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; mahkemece anılan ilkeler doğrultusunda hüküm kurmaya yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki; temyiz aşamasında davacıların, miras bırakanın bir meskenini babaları F."a devretmesi sebebi ile dava dışı mirasçıların İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/44 Esas sayılı dosyasından aleyhlerine dava açtıklarını bildirdikleri, ne var ki; mahkemece anılan dosyanın getirtilip değerlendirilmediği, öte yandan; miras bırakanın başkaca malvarlığının olup olmadığı, sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin  bulunup bulunmadığı, dava dışı mirasçılara temlik ettiği taşınmazlar bulunup bulunmadığı hususları da araştırılmış değildir.
Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, davacılar aleyhine dava dışı mirasçıların İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/44 Esas sayılı dosyasından açtıkları dava dosyasının getirtilerek değerlendirilmesi, toplanacak delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek, davalı tarafça ibraz edilen ve imzaları inkar edilmeyen taahhütname başlıklı 1.7.1991 tarihli adi yazılı belge içeriği de gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  18.4.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi