Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7458
Karar No: 2017/15589
Karar Tarihi: 09.11.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/7458 Esas 2017/15589 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/7458 E.  ,  2017/15589 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı dava dilekçesinde; ... Aile Mahkemesinin 02.11.2010 tarih ve 2010/829 E. 2010/1076 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, çeyiz eşyalarının ve ziynet eşyalarının baba evine gelirken davalı tarafta kaldığını, istemesine rağmen bugüne kadar bir sonuç alamadığını dava dilekçesi ekindeki 17.10.2009 tarihinde düzenlen çeyiz senedindeki eşyaların aynen iadesini; mümkün olmadığı takdirde parasal değerlerinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde; çeyiz listesinin alelacele imzalattırıldığını, hür iradesi ile imzalamadığını, çeyiz senedinin gerçeğe aykırı olduğunu, bir evde iki yemek odası takımı olmasının akla uygun olmadığını, listeye göre tüm eşyaların kız evi tarafından karşılandığını, erkek tarafının bir şey yapmamış gibi gösterildiğini, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, salon takımı, yemek odası takımı, oturma odası takımı, taban halısı, yolluk halı ve listede yazılı olanların kendisi ve ailesi tarafından alındığını, burma bilezik, altın kol saati, altın set takımı, küçük altınların davalı tarafından evlilik sonrası tatile giderken davacının ailesine bırakıldığını, bir daha kendisi tarafından görülmediğini, belirtilen nedenlerle davanın kısmen reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu ziynet eşyalarının, evden ayrılırken davalılarda kaldığını iddia etmiş ise de; davacının bunları evden ayrılırken götürme fırsatı bulamadığını, ziynetleri götürmesine engel olunduğunu veya zorla elinden alındığına karine teşkil edecek bir delil sunulamadığı gerekçesiyle ziynet eşyaları yönünden davanın subut bulmadığından reddine; çeyiz eşyaları yönünden ise; dava konusu çeyiz eşyalarının davalı tarafa teslim edildiği hususu senetle ispat edilmiş olup, miktarı, değeri ve iade edildiği hususlarının ise davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından bu yönden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; çeyiz senedine dayalı ziynet ve eşya alacağı istemine ilişkindir.
    Somut olayda, davacı çeyiz eşyalarının ve ziynet eşyalarının baba evine gelirken davalı tarafta kaldığını beyan ederek, 17.10.2009 tarihli çeyiz senedi belgesine dayanarak çeyiz ve ziynet eşyaları yönünde talepte bulunmuş, davalı savunmasında davada dayanılan senedin düğün esnasında alelacele imzalatıldığını, ziynet eşyalarının davacıda bulunduğunu, evi terk ederken götürdüğünü iddia etmiş, mahkemece, tanık beyanları esas alınmış ve ziynet eşyaları yönünden davacının iddiasını ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysaki toplanan delillerden ve dosya kapsamından tarafların 14.10.2009 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten sonra 18.10.2009 tarihinde çeyiz senedi düzenlendiği ve bu senetteki ziynet eşyalarının davalı kocaya teslim edildiği anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun “İspat Yükü” başlıklı 6.maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ifadesine yer verilmiştir.
    Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
    6100 sayılı HMK m.189/3 maddesi(1086 sayılı HUMK mad. 287) "Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususla, başka delillerle ispat olunamaz " hükmünü amirdir. Aynı Kanunun m. 200/I maddesi " senetle ispat" (1086 sayılı HUMK mad. 288) ve 200/II (1086 sayılı HUMK mad. 289) maddesinde de “senetle ispat gereken hallerde karşı tarafın açık muvafakati ile tanık dinlenebileceği” hususları düzenlenmektedir. Yine Aynı Kanunun m. 201 maddesinde de (1086 sayılı HUMK mad. 290); "Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler … liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz." denilmekte; 203.maddesinde de (1086 sayılı HUMK mad. 293); "senetle ispat zorunluluğunun istisnaları" düzenlenmiş ve hangi hallerde tanık dinlenebileceği belirtilmiştir.
    Eldeki dava, çeyiz senedinden dolayı ziynet ve ev (çeyiz) eşyalarının bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre, konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir.
    Dava konusu edilen ziynet ve ev (çeyiz) eşyaları taraflar arasında senede bağlanmış olup davalıyı bağlar. Davacının babası ile davalı arasında düzenlenen çeyiz senedinde açıkça, senette yazılı ziynet ve ev (çeyiz) eşyalarının davalının teslim alan olarak imzasının bulunması nedeniyle çeyiz senedinin aksini davalı ispatlamakla yükümlüdür. Yazılı belge karşısında HMK m. 200 (HUMK m. 289) gereğince davalı ziynet eşyalarının davacıya aynı kuvvetteki belge ile teslim ettiğini ispat etmek durumundadır, kaldı ki davalının tanık beyanlarının da birbirini doğrulamadığından ve davalının beyanları ile çeliştiğinden bunların beyanlarına itibar edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davanın ziynet eşyaları yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken; hatalı ve yanılgılı değerlendirme nedeniyle davanın subut bulmadığından reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi