9. Hukuk Dairesi 2015/19772 E. , 2015/28060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren, davalı işveren, davacının isteği üzerine iş sözleşmesinin sonlandığını ve iyiniyetli olarak tazminatlarının ödendiğini davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ile davalı şirket yetkilisi arasında geçtiği belirtilen ... konuşmaları ve davacının fesihten önce çalışma arkadaşlarına gönderdiği e-mail dikkate alınarak iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma yolu ile son bulduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar süresinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
İşçinin iş güvencesi hükümleri uyarınca feshin geçersizliğini isteyebilmesi için iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi gerekir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18/1. maddesinde açıkça“……işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, …” deyimi ile iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Keza devamı 19. maddesinde “işveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin olarak belirtmek zorundadır” cümlesi ve 20. maddesindeki “İş sözleşmesi feshedilen işçinin” dava açabileceği düzenlemesi bunu doğrulamaktadır. İşçinin haklı nedenle dahi iş sözleşmesini feshetmesi, feshin geçersizliği ve işe iade isteğinde bulunma hakkı vermez 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19’uncu maddesinde öngörülen yazılı şekil şartına uymamak feshi geçersiz kılar. Yazılı fesih bildiriminde, fesih açık ve kesin sebebinin gösterilmemesi, İş Kanunu’nun 20’nci maddesi anlamında feshin geçersizliği sonucunu doğurur. (Dairemizin 15.09.2008 gün ve 2008/1011 Esas, 2008/23499 Karar sayılı ilamı).
İşçi ve işveren iradelerinin iş sözleşmesinin feshi konusunda birleşmesi, bir tarafın feshi niteliğinde değildir. İş Kanununda bu sona erme türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren açıklamasının ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir.
Dosya içeriğine göre iş sözleşmesinin ikale yolu ile sonlandırıldığına dair yazılı bir belge ile bu konuda işçiden gelen bir yazılı icap bulunmamaktadır. Dinlenen davalı tanığı bile “...son zamanlarda patronlarla bir takım sıkıntıları olduğunu biliyorum, ancak neyden kaynaklandığını detaylarını bilmiyorum, ben davacının işveren tarafından çıkartıldı diye biliyorum..” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacının işten ayrılma bildirgesinde işten ayrılış kodu, kod 4 “ Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi 4857 SK. Md. 17” olarak kuruma bildirilmiş olup, kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılmıştır. Ayrıca davacı ibranameyi de ihtirazı kayıtla imzalamıştır. Bu somut ve maddi olgulara göre feshin işveren tarafından gerçekleştirildiği sabittir.
İşveren, feshin öncelikle kanunun öngördüğü şekil şartlarına uygun olarak gerçekleştirdiğini, daha sonra ise haklı veya geçerli nedene dayandığını ispat etmekle yükümlüdür.
Davalı işverenin, davacı işçinin iş sözleşmesini tazminatlarını ödeyerek feshettiği; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19’uncu maddesinde öngörülen yazılı şekil şartına uymadığı bu durumun başlı başına feshi geçersiz kıldığı dikkate alınmaksızın, davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yapmış olduğu 430.20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak 12/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.