MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/11/2010 gününde verilen dilekçe ile yersiz ödeme sebebiyle alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine dair verilen 03/04/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, emeklilik işleminin iptali sebebiyle yeniden göreve başlama tarihine kadar yersiz ödenen emeklilik maaşının istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı müteveffa ...’ün 15/03/2003 tarihinde emekliye ayrıldığını, davalı tarafından idare mahkemesinde emeklilik işleminin iptali istemine ilişkin dava açıldığını ve idare mahkemesince davanın kabulüne karar verildiğini fakat davalıya geçen bu sürede yersiz olarak emeklilik aylığı ödendiğini belirterek haksız ödenen emeklilik maaşlarının istirdadını talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, idare mahkemesinde TEDAŞ’ın taraf olduğu, ödemelerin bahsi geçen kurum tarafından talep edilebileceği gerekçesiyle ve husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davalının emeklilik işlemine dair ... 6. İdare Mahkemesi’nin 2004/2496 Esas sayılı kararı ile yürütmenin durdurulmasına karar verildiği, karar gereği Emekli Sandığı tarafından davalının işe başaltıldığı, emekliliğe ayrılma ile işe başlama tarihleri olan 15/03/2003-30/06/2006 arasında davalıya emekli aylığı ödendiğini bildirir 31/05/2006 tarihli Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü tarafından yazılan yazıların olduğu anlaşılmıştır. Şu halde; davalıya emekli maaşının davacı kurum tarafından ödendiği dikkate alındığında davacı kurumun aktif dava ehliyeti mevcut olup davanın esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddedilmesi doğru olmadığı gibi davalının 11/12/2011 tarihinde yargılama devam ederken vefat etmesi dikkate alınarak mirasçılarının davaya dahil edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmemiş olması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA 06/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.