Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8731
Karar No: 2014/2674

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/8731 Esas 2014/2674 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/8731 E.  ,  2014/2674 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayılı hükmün; Dairemizin 16/05/2013 gün ve 2013/1232 E. - 2013/5709 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içindeki tüm belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    ... Köyü 113 ada 1 parsel sayılı 16014,09 m² yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması sırasında orman vasfı ile Hazine adına tesbit edilmiş ve tutanak 28/09/2007 – 30/10/2007 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkarılmış ve kesinleşmiştir.
    Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazının orman sınırları içinde bırakıldığını, bu taşınmazının ormanla ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescili talebi ile dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı gerçek kişi vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 16/05/2013 gün ve 2013/1232 E. - 2013/5709 K. sayılı; ["" Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve 28/09/2007 – 30/10/2007 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkarılıp kesinleşen orman sınırlandırılması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,""] karar verilmiştir.
    Davacı gerçek kişi vekili karar düzeltme dilekçesinde; Yargıtayın ""Dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanununda değişiklik yapan 5304 sayılı Kanun gereğince yapılan kadastro çalışmalarında orman olarak bırakıldığı, yapılan tahdit işleminin kısmî ilâna çıkartılarak davacı yönünden de kesinleştiği anlaşıldığına göre, davacı gerçek kişinin açtığı davanın reddine karar verilmesi,"" gereğine değinilerek yerel mahkeme hükmünün onandığı, oysa yerel mahkeme kararının yasaların açık hükmüne aykırı olduğu gerekçeleri ile onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
    Davacı gerçek kişi vekili karar düzeltme dilekçesinin incelenmesinde;
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2007 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında taşınmazın muhtelif şahıslar tarafından zilyet edilmekle birlikte memleket haritasında kısmen yeşil alanda kısmen açık alanda gözüktüğü ve ziraat alanı olarak gözüken kısımların da açma olduğu yolunda orman bilirkişi üyenin itirazı üzerine muhtar ve bilirkişilerin tutanağı imzadan imtina ettileri ve orman olarak sınırlandırldığı, kısmî ilâna çıkartılarak tesbitin bu şekilde kesinleşerek tapu kaydı oluşturulduğu anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile eklenen cümlenin ve yine aynı Kanunun 3. madesi ile Kadastro Kanununa eklenen geçici 10. maddesi Anayasa Mahkemesinin (Ek cümle: 25/2/2009 - 5841/2 md.; İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 12/5/2011 tarihli ve E.: 2009/31, K.:
    2011/77 sayılı Kararı ile.) iptal edilmiş, dolaysı ile 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesine göre Orman Yönetiminin ve gerçek kişilerin 10 yıllık hak düşürücü sürede kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak dava açabileceği öngörülmüştür. Ayrıca: 1 Mart 2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede ilân edilerek yürülüğe giren 6527 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 6831 sayılı Kanunun 11. maddesnin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları değiştirilmiş, buna göre; ""(Değişik birinci fıkra: 26/2/2014-6527/1 md.) orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz."" hükmü getirilmiştir. Yapılan bu yeni düzenlemede de ""...düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz."" denmek suretiyle on yıllık dava açma süresi yine korunmuş ve Hazine bu sınırlamadan ayrık tutulmuş, ... dahil tüm genel müdürlük bazında müstakil temsil kabiliyeti olan kamu kurumları ve gerçek ve tüzel kişiler bu sınırlama kapsamında bırakılmıştır.
    Somut olayda; yörede 2007 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında taşınmaz orman olarak sınırlandırılmış ve bu işlem kesinleşmiştir. Eldeki dava ise; gerçek kişi tarafından 11.03.2010 tarihinde on yıllık yasal sürede zilyetliğe dayanılarak açılmıştır. Gerçek kişi, davasını, hem 3402 sayılı Kanunun 12. maddesine, hem de 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre on yıllık yasal sürede taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu iddiası ile açtığına göre, taşınmazların kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın onanması maddî hatadan kaynaklanmakta olup, maddî hata usûlî kazanılmış hakkın istisnasını teşkil edeceğinden, davacı gerçek kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile dairenin onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının resmî belgelere dayalı olarak uygulama ve araştırmaya yönelik bozulması gerekmiştir.
    Bu nedenle; mahkemece, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tapu iptali ve tescil davalarında dava tarihinden ve kadastro tesbitine itiraz davalarında ise tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları eski ve yeni haritalar ayrı ayrı bulunduğu yerlerden istenip getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir toprak uzmanı ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli ve Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası, kesinleşen orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritalarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de bu haritaların ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, bu haritalar birbiri üzerine aplike edilerek düzenlenecek bu haritalarda komşu ve yakın komşu parsellerin birlikte gösterilmesi, yine değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 6 ya da 7 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde, dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazların, memleket haritası, kadastro paftası, orman kadastro haritası ile aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritasına göre konumu ve orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları bu haritalar ile paftaların tümü üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilip gösterilmeli, ve değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri dikkate alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile kabulü ile Dairenin 16/05/2013 gün ve 2013/1232 E. - 2013/5709 K. sayılı ilâmıyla ONAMA kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve yerel mahkemenin 27.09.2012 gün ve 2010/201 E. - 2012/661 K. sayılı hükmünün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harçlarının istek halinde iadesine 03/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi