20. Hukuk Dairesi 2013/11102 E. , 2014/2693 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında ... İlçesi, ... Köyü, 111 ada 5 parsel sayılı 1489,71 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine "2/B madde ve davacı ... lehine kullanım" şerhi verilerek Hazine adına tarla niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Davacı ... 25/05/2010 havale tarihli dilekçesiyle; ... Köyü 111 ada 5 sayılı parselin sınırlarının eksik ölçüldüğünü, bu parselin devamında yer alan yaklaşık 700,00 m² yüzölçümündeki bölümün ölçülmediği ve bu yerin kendisinin zilyet ve tasarrufunda olduğu iddiasıyla bu yerin adına tescili (kullanım şerhi verilmesi) istemiyle kadastro mahkemesine dava açmıştır.
Kadastro mahkemesince dava konusu edilen taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve 115 ada 5 sayılı parselin tutanak aslının olağan yolla kesinleştirme işlemlerinin tamamlanması için ... Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine dair 13/01/2002 tarih ve 2010/877 – 2012/24 sayılı kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesinden sonra davacı ...’ın 20/06/2012 havale tarihli dilekçesiyle yaptığı talep üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesince, TMK’nun 713. maddesi uyarınca tescil talep edilen yerin 2/B çalışmalarında nitelik kaybı sebebiyle Hazine lehine orman dışına çıkartılan ve zilyedlik yoluyla kazanılamayacak yerlerden olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına göre dava, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sınırları dışında kalan taşınmazın, kullanım kadastrosu kapsamına alınarak Hazine adına tescili ve davacı lehine zilyedlik şerhi verilmesi istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ile dosya kapsamı birlikte gözönüne alındığında, davacının davası, mahkemenin gerekçesinde belirttiği gibi Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca açılan tescil davası değildir. Davacı; lehine beyanlar hanesine kullanım şerhi verilen 111 ada 5 sayılı parselin yüzölçümünün eksik ölçüldüğü iddiasıyla dava açmıştır. Ancak, davaya konu edilen ve bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1181,57 m² yüzölçümündeki taşınmaz 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında kalan yerlerden ise de, bu yer hakkında yörede 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastro çalışmaları sırasında kadastro tutanağı düzenlenmediği ve bu yerin tapusuz bir yer olduğu alınan bilirkişi raporlarıyla belirlenmiştir. Bu durumda, davacı lehine 111 ada 5 sayılı parselin beyanlar hanesinde olduğu gibi, bu taşınmaz yönünden de beyanlar hanesine lehine kullanım şerhi verilebilmesi için dava konusu taşınmazın öncelikle tapuya Hazine adına kayıt edilmesi gerekmektedir. Mülkiyet hakkının sahibi olan Hazine tarafından dava konusu edilen yerin adına tescili istemiyle açılmış bir dava bulunmadığına ve taşınmazın kullanıcısı olan davacı tarafından açılan dava ile Hazine adına tescil kararı verilemeyeceğine göre, açılan bu davanın dinlenme olanağı yoktur. Taşınmaz kadastro veya idari yolla Hazine adına tapuya tescil edildiği takdirde, beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle açılacak böyle bir dava, ancak o zaman dinlenebilir hale gelecektir. Bu itibarla, mahkemece yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiş ise de, red kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ...’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 03/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.