Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/519
Karar No: 2014/2699

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/519 Esas 2014/2699 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/519 E.  ,  2014/2699 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ile müdahil davacı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi, ... Köyü, 1219 parsel sayılı 17200,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın (yenileme kadastrosu ile 18528,62 m² yüzölçümüyle 174 ada 1 parsel sayısını almıştır) kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde bulunduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tescilini istemiş, Hazine 09.11.1995 tarihinde davaya katılmıştır.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; davacı ... Yönetimi ile müdahil davacı Hazinenin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.05.2007 tarihli ve 2007/1267 - 2007/5666 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Orman Bilirkişisi ... ve fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 27.11.1995 tarihli rapor ve eki krokideki 3538, 3539, 3540, 3541, 3542 ve 3543 numaralı orman sınır noktalarını birleştiren orman sınır hattı ile bir örneği dosyada bulunan ve 1993 yılında düzenlenen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasına ilişkin haritadaki aynı orman sınırı noktalarının birleştiren orman sınır hattı bir birinin aynısıysa da, temyiz incelemesi sırasında bir örneği dosyaya getirtilen 1943 yılında düzenlenmiş olan orman kadastro haritasındaki aynı orman sınır noktalarını birleştiren orman sınır hattı açı ve mesafe olarak birbirine benzememektedir. Bilirkişiler tarafından bu çelişkinin nedenleri üzerinde durulmamış, mahkemece bu çelişki giderilmediği belirtilerek usûlüne uygun tahdit uygulaması yapılarak oluşacak sonuca göre, orman kadastro sınırları içindeki bölümün orman niteliğiyle, 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan bölümün ise bu niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi ” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı ... Yönetimi ve müdahil davacı Hazinenin açmış oldukları davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ile müdahil davacı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçelerindeki açıklamalara göre davalar, kesinleşen orman kadastrosu içinde kalan yer ve nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1943 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1992 ve 1993 yıllarında yapılıp, 21.05.1993 tarihinde ilân edilerek 21.11.1993 tarihinde kesinleşen aplikasyon, 4785 sayılı Kanun ile Devletleştirilen ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, üç kişilik uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 719,02 m² yüzölçümündeki bölümünün P.LXX poligon numarasıyla belirlenen 6831 sayılı Kanunun 2/B madde alanında, geriye kalan bölümünün ise orman tahdidi dışında olduğu belirlendiğine göre, yazılı biçimde Orman Yönetiminin davasının reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hazinenin davası yönünden ise mahkemece 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesinde düzenlenen emredici hükmün uygulanması gerektiği yönündeki gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, gerekçe doğru olmakla birlikte, mahkemece hükme dayanak yapılan kanunî düzenlemeyle bağdaşmayacak şekilde “davanın reddine” şeklinde karar ittihazı isabetli değildir.
    Gerçekten 6292 sayılı Kanunun “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir…” hükmüne yer verilmiştir.
    6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesinde yer alan bu düzenlemenin re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Zira, sözü edilen kanun maddesinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan ve 6831 sayılı Kanunun 2/A veya 2/B madde kapsamında kalan taşınmazlar yönünden, “…bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir…” şeklinde amir hüküm getirilmiştir. Yani söz konusu düzenlenme ile tapuda gerçek kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlara yönelik 2/A veya 2/B madde iddiasıyla dava açılıp açılmaması veya bu iddiayla açılmış davalardan vazgeçilip vazgeçilmeyeceği konusunda Hazineye herhangi bir takdir hakkı tanınmamış, bu tür bir davanın açılamayacağı veya açılmış ise vazgeçileceği yönünde emredici hüküm ihdas edilmiştir. Burada, 6100 sayılı HMK"nın 307. maddesinde düzenlenen ve "davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi" olarak tanımlanan "davadan feragat" niteliğinde bir vazgeçme değil, kanundan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatının da aranmadığı kendine özgü (davanın geri alınması niteliğinde) bir vazgeçme sözkonusudur.
    Bu itibarla, mahkemece hükme dayanak yapılan kanunî düzenlemede ifade edilen şekliyle, "davacı Hazinenin, davadan kanun gereği vazgeçmiş sayılmasına" karar verilmesi gerekirken, bu hükme aykırılık oluşturacak ve taşınmazın 2/A veya 2/B madde kapsamında kalan yerlerden olmadığı sonucunu doğuracak şekilde "davanın reddi" yönünde hüküm kurulması doğru değildir. Ancak, belirtilen bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “davacı ... idaresi ve müdahil Hazinenin açmış olduğu davaların REDDİNE” cümlesi hükümden çıkartılarak yerine, “davacı ... Yönetiminin davasının REDDİNE, müdahil davacı Hazinenin ise 6292 sayılı Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde adesine 03/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi