Esas No: 2013/10818
Karar No: 2014/2707
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/10818 Esas 2014/2707 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., dava dilekçesinde davalılar adına tesbit edilen ... Köyü ... ada ... ve ... ... ada ... ... ... ve ... ... ada ... sayılı parseller ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/181 Esas sayılı dosyasında davalı olan taşınmazların öncesinde kök murisleri ...’na ait iken, ölümü ile mirasçıları kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
Kadastro sırasında ... Köyü ... ada ... ... ... ... ve ... ile ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/181 Esas sayılı dosyasında dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye Mahkemesinde davacılar ... tarafından ... ve ark. aleyhine açılmış olan müdahalenin önlenmesi davası kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Ayrıca, yargılama sırasında ... ada ... ve ... sayılı orman parsellerinin tutanak asılları davalı olarak dosya arasında getirtilmiş; ... ada ... sayılı parsele yönelik dava ise, tefrik olunarak Kadastro Mahkemesinin 2012/1 Esasına kaydı yapılmıştır.
Kadastro mahkemesince dava dosyaları birleştirildikten sonra;
1) Orman Genel Müdürlüğüne izafeten ... Orman İşletme Müdürlüğü vekili Avukat ...; ... İlçesi, ... Köyü ... ada ... sayılı parselin orman olarak tesciline karar verilmesini talep ettiği, 103 ada 25 parselle ilgili dava tefrik edilerek 2012/1 Esasa kayıt edilip, 19/06/2012 gün ve 1-59 sayılı kararla dava sonuçlandırıldığından dava ve parsel yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2) Dosyaya ibraz edilen imzalı 17/08/1997 günlü sözleşme tutanaklarında; davacı Hacı ... kızları..."in "... Köyü ... mevkiindeki tarlanın ¼" nü gönül rızası ile alarak açmış olduğum ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki 1996/181 sayılı davamdan hiç bir baskı altında kalmadan anlaşarak çekiliyorum. Bundan böyle taraflardan hiçbir surette miras talep etmeyeceğim" şeklinde açıklamada bulundukları ve sözleşme tutanakları şahitleri ... ve ... 25/06/2012 günlü keşifte "sözleşme tutanaklarının Avukat ...nun bürosunda düzenlendiğini, senet içeriklerinin doğru olduğunu, ..."ın, babalarından kalma Haymalı mevkiindeki tarlaları aldıklarını, bunun karşılığında babadan kalma diğer tarlalardaki haklarından vazgeçtiklerini, buna istinaden sözleşme tutanakları düzenlendiğini, kendilerinin de imza ettiklerini" ifade ettikleri anlaşıldığından, bu davacıların davalarının REDDİNE,
3) Dosyaya ibraz edilen imzalı 17/08/1997 günlü sözleşme tutanaklarında; Hacı ... kızı ..."ın "... Köyü, ... mevkiindeki tarlanın ¼" nü gönül rızası ile alarak bundan böyle taraflardan hiçbir surette miras talep etmeyeceğim" şeklinde açıklamada bulunduğu ve sözleşme tutanakları şahitleri ... ve ... 25/06/2012 günlü keşifte "sözleşme tutanaklarının Avukat ..."nun bürosunda düzenlendiğini, senet içeriklerinin doğru olduğunu, ..."ın, babalarından kalma ... mevkiindeki tarlaları aldıklarını, bunun karşılığında babadan kalma diğer tarlalardaki haklarından vazgeçtiklerini, buna istinaden sözleşme tutanakları düzenlendiğini, kendilerinin de imza ettiklerini" ifade ettikleri anlaşıldığından davacı ..."ın davasının REDDİNE,
4) Davacılardan ..."in 12/03/2013 tarihli beyanı ile kayıtsız ve şartsız olarak dosyadaki tüm taleplerinden feragat ettiği belirlenmekle davacının davasının HMK"nun 307 ve devamı maddeleri gereğince feragat nedeni ile REDDİNE,
5) Orman uzman bilirkişi... 01/07/2012 günlü raporunda dava konusu ... ada ... ... ve ... parsellerin orman sayılan yerlerden olduğunu belirttiğinden bu parsellerin orman niteliği itibariyle Maliye Hazinesi adına TESCİLİNE,
6) Orman uzman bilirkişi...01/07/2012 günlü raporunda dava konusu ... ada ... ve ... parsellerin orman niteliğini tam olarak kaybeden ve 2/B olarak orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğunu belirttiğinden, bu parsellerin 2/B vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya TESCİLİNE,
7) Dava konusu ... ada ... ... ve ... ada ... ... ... ... ve ... sayılı parsellerin muris Hacı ... ile ilgisi olmayıp ve ..."na ait olduğu anlaşıldığından bu parsellerin tesbit gibi TAPUYA TESCİLLERİNE,
8) Müşterek muris Hacı ..."ndan intikal eden dava konusu ... ada ... ... ... ve ... parsellerin, mahallinde icra edilen keşif, mahalli ve tesbit bilirkişileri ile tanık anlatımları ve sözleşme tutanağı dikkate alınarak, bu parsellerin tamamı ayrı ayrı (1440) paya itibar olunarak, bundan; 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 20 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 180 pay ..., 108 pay ..., 108 pay Güldane, 108 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ...’ya ait olacak şekilde tapuya kayıt ve tesciline, tutanakların mülkiyet hanelerinin bu şekilde doldurulmasına,
9) Müşterek muris Hacı ..."ndan intikal eden dava konusu ... ada ... parselin, mahallinde icra edilen keşif, mahalli ve tesbit bilirkişileri ile tanık anlatımları, sözleşme tutanağı ve ... ile ..."nun beyanları dikkate alınarak tamamı (1440 ) paya itibar olunarak, bundan; 80 pay Fatma Ziya, 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 20 pay ... 15 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 180 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ..., 188 pay ..., 188 pay ...’na ait olacak şekilde tapuya kayıt ve tesciline, tutanağın mülkiyet hanelerinin bu şekilde doldurulmasına,
10) Müşterek muris Hacı ..."ndan intikal eden dava konusu ... ada ... parselin, mahallinde icra edilen keşif, mahalli ve tesbit bilirkişileri ile tanık anlatımları, sözleşme tutanağı ve ... ile ..."nun beyanları dikkate alınarak tamamı (1440) paya itibar olunarak, bundan; 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 20 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 340 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ...’na ait olacak şekilde tapuya kayıt ve tesciline, tutanağın mülkiyet hanelerinin bu şekilde doldurulmasına, Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan kargir evin ... kızı ..."na ait olduğunun kütüğün beyanlar hanesine kayıt edilmesine, 11) Müşterek muris Hacı ..."ndan intikal eden dava konusu 102 ada 27 ve 104 ada 7 parsellerin, mahallinde icra edilen keşif, mahalli ve tesbit bilirkişileri ile tanık anlatımları ve sözleşme tutanağı dikkate alınarak, bu parsellerin tamamı ayrı ayrı (1440) paya itibar olunarak, bundan; 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 80 pay ..., 20 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 15 pay ..., 180 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ..., 108 pay ..."na ait olacak şekilde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Asliye Hukuk Mahkemesinde temyiz eden ... murisi ... ve ark. tarafından açılan men"i müdahale davası nedeniyle ... ada ... ... ... ... ve ... ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazın malik hanesi açık olarak tutulmuş olup, ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarında Asliye Hukuk Mahkemesinde dava edilen yerlerden olması nedeniyle mahkemece tutanak asılları dosyaya getirtilmiş olup, ...’un temyiz itirazları bu parsellere yöneliktir.
Hazine ise; malik hanesi açık olan taşınmazları yönünden davalı olup, temyiz itirazları ... ada ... ... ... ... ve ... ile ... ada ... parsellere yönelik temyiz edilmiştir.
A-Davacı ... ’nun ... ada ... ... ve ... parsellere yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ... ada ... ... ve ... parsellere yönelik ONANMASINA,
B-Davacı ... ve davalı Hazinenin ... ada ... ... ... ... ve ... ile ... ada ... parsele yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece yapılan incele ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki temyize konu taşınmazların malik haneleri açık olarak tutulmuş olup, mahkemece sadece ... ada ... ... ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden orman araştırması yapılmıştır. ... ada ... ... ... ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazlarında kadastro tutanağının malik hanesi açık olarak tutulmuş olmasına, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince hak sahibinin re"sen belirlenmesi gerekmesine ve çekişmeli taşınmaz sınırında orman bulunmasına rağmen, bu taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmamıştır. Ayrıca, mahkemece ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların öncesi orman sayılan yerlerden olmasına rağmen, orman niteliğini yitirdiği gerekçesiyle 2/B niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de, bu parseller yönünden yapılan 2/B araştırması da 31/12/1981 tarihine yakın tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritası uygulanmamış olması nedeniyle yeterli değildir.
1- Mahkemece ... ada ... ... ... ... ... ve ... ile ... ada ... parseller yönünden; eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
... ... ada ... ve ... parseller yönünden; 6831 sayılı Kanunun değişik 2/B maddesi ile getirilen (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünden, doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerekir. Her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi veya 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı niteliğinde olan yerlerin Kanun maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesidir. Bu yöntem, toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yok olması sonuçlarını doğurur.
Kanunda tanımlanan (…bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme…) kavramında bu tür olaylar amaçlanmamıştır. 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin başka türlü yorumu, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine ve yok edilmesine izin verdiği sonucuna ulaştırır ki, bu durum Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırı olur. Suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yolu ile ormanların niteliğinin kaybettirilmesi Kanunlarla korunamaz.
O halde; uzman orman bilirkişisinin, 6831 sayılı Kanunun 2/4. maddesinde sayılan yerlerde 2/B madde uygulamasının yapılamayacağını gözönünde bulundurarak, yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin ve baştan beri 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde anılan orman içi açıklık niteliğinde olan veya sonradan bu hale gelen yerlerin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceğini gözardı etmeden, dava konusu taşınmazların orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve karlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazların hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek bu olguları tartışması ve taşınmazların hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaştığını raporunda açıklaması gerekir.
Yukarıda 1 ve 2. bentde açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, ... ada ... ... ... ... ve ... ada ... parsellin orman sayılmayan, ... ada ... ve ... parselin ise orman ve 2/B niteliğinde olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı araştırmalı; davacı asillerin dosyaya sunduğu dilekçe ve sözleşmeler ile toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, açıklanan nedenlerle davacı ... ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün ... ada ... ... ... ... ve ... ile ... ada ... sayılı parsellere yönelik BOZULMASINA 03/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.