3. Hukuk Dairesi 2016/2504 E. , 2017/15749 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; ... ile davalı ... ‘ün nişanlandığını, akabinde düğün hazırlıklarına başlandığını, düğün davetiyelerinin dağıtıldığını, düğün merasiminin 06-07-08 Şubat 2015 günü olarak belirlendiğini, Cuma günü 06/02/2015 saat 19:00" da davalı ... ’ün daha önceden gönül ilişkisi olduğu kişi ile kaçtığını, bu durumu saat 22:00 sıralarında öğrendiklerini, ...’ün gönül ilişkisinden haberleri olsa düğün hazırlıklarına başlamayacaklarını, düğün merasimi için harcamalar yaptıklarını, olayın çevrede duyulması nedeniyle itibarlarının zedelendiğini ileri sürerek, ... için 20.000 TL manevi tazminatın, ... için 10.000 TL ve ... için 10.000 TL manevi tazminatın ve ... için 43.005,34 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar ... ve ...; davacıların başından itibaren sürekli maddi konuları gündeme getirdiklerini, davacı ..."un ... ile ilgilenmediğini, nişanın sona ermesinde kusurlarının bulunmadığını, davacının gider olarak belirttği harcamaların bir kısmının hiç yapılmadığını bir kısmının ise fahiş olduğunu, mutad olmayan hediyelerin aynen mevcut olması halinde istenebileceğini, talebin ayrı ayrı değilde müştereken ve müteselsilen yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; nişan bozulmasında davalılardan ..."nun kusurlu olduğu, davacılar ... ve ... yönünden; ibraz edilen fatura içeriklerine göre herhangi bir maddi zararları bulunmadığından bu davacıların açtığı maddi tazminat davasının ve yine aynı davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının ise nişanın bozulmasından kaynaklı
manevi tazminat talep hakları bulunmadığından reddine karar verilmiş; davacı ... yönünden ise; fatura bedeli toplamı olan 3.196,50 TL"nin ve 15.000,00 TL"nin manevi tazminatın davalı ..."den tahsiline diğer davalılara yönelik maddi ve manevi tazminat talebinin ise kusurlu olduklarının ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, ziynet eşyası bedeli 16.593,60 TL"nin ise davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmiştir.
Dava; nişanın bozulması nedeniyle, davacı ... için maddi tazminat ile her üç davacı için ayrı ayrı manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacıların aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
2- Davacılar ... ve ... yönünden maddi tazminat davasının reddi nedeniyle aleyhlerine hükmedilen vekalet ücreti yönünden ise;
6100 sayılı HMK"nun "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasa"nın 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup; ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez.
Aynı Yasa"nın 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Somut olayda; mahkemece, kararın gerekçe kısmında sebebi açıklanmak suretiyle ve hüküm fıkrasının 15 numaralı bendinde " maddi tazminat davası açısından ret edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.785,85 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılar ... ve ..."e verilmesine karar verilmesine" ibaresine yer verilmiştir. Oysa, dava dilekçesinde maddi tazminat isteminin davacılardan sadece ... yönünden talep olunduğu açıkça belirtilmiştir.
Bu durumda; mahkemece, davacılar ... ve ... yönünden maddi tazminat isteminde bulunmadığı, taleple bağlılık ilkesi gereğince reddedilen maddi tazminat miktarı nedeniyle davacılar ... ve ... bakımından, vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilerek, reddolunan miktar itibariyle hesaplanan vekalet ücretinden sadece davacı ..."un sorumlu tutulması gerekirken, talep dışına çıkılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ... ve ... "un maddi tazminat davası nedeniyle aleyhlerine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile, HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca hükmün adı geçen davacılar yararına BOZULMASINA, davacılardan alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 13.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.