Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/24317
Karar No: 2022/6764
Karar Tarihi: 04.04.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/24317 Esas 2022/6764 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/24317 E.  ,  2022/6764 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ :İstanbul 15.Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davalı ..., ..., ... ve .... vekili tarafından talep edilmiş, davalı ... vekilince duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09.03.2022 Salı günü davacı vekili Av. ..... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler, davalı ... adına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalı ... vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili; davalı ... ve ....'ın kardeş olduklarını ve müvekkili bankaya borçlu olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine haklarında icra takiplerine başlandığını ve kesinleştiğini, davalı borçlu ...'ın adına kayıtlı ... İlçesi, ... Mah. ..... Mevkii, ... Parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazını 14/05/2014 tarihinde davalı ...'a, .... ilçesi, .... Mahallesi, ... Mevkii, .. Parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazını 12/05/2014 tarihinde davalı ...'a, davalı ...'ın ise 04/06/2014 tarihinde davalı ...'ya, davalı borçlu .....'ın adına kayıtlı ... ilçesi, .... Mah. .... Ada, ... Parsel sayılı taşınmazda 5. Kat, 29 bağımsız bölüm numaralı daire vasıflı taşınmazını 07/07/2014 tarihinde davalı ...'ya, Üsküdar İlçesi .... Mahallesi .... ada ... parsel A-4 Blok 12 nolu bağımsız bölümünü 08/07/2014 tarihinde davalı ...'ya satış yoluyla devrettiğini, bu tasarrufların İİK 277. ve devamı maddeleri gereğince batıl olduğunu belirterek müvekkili banka yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; davacı tarafın elinde aciz vesikasının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; borcun doğumundan önce tasarrufun gerçekleştiğini, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, taşınmaz bedelinin düşük olmadığını, davacı alacaklının basiretli bir tacir gibi davranmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; davacı tarafından kati ya da geçici aciz belgesi sunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; müvekkilinin aldığı taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, müvekkilinin diğer davalıları tanımadığını, satıcı ...'ı da satış işlemlerinde gördüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı .....; alacaklıyı zarara uğratmak kastı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili;haciz tutanağının aciz vesikası hükmünde olmadığını, borçluların tüm adreslerine gidildiğine dair tutanakların dosyada bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu edilen .... ilçesi, .... Mahallesi, .... Parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın HMK 320/4 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, .... ilçesi, .... mahallesi, .... Parsel sayılı taşınmazla ilgili açılan davanın kabulü ile; bu taşınmazın davalılar arasında yapılan devir işlemlerine yönelik tasarrufların davacı lehine iptaline, davacıya bu taşınmazla ilgili olarak dayanak İstanbul 13. İcra Müdürlüğnün 2014/27937 Esas 2014/29598 Esas ve 2014/28465 Esas sayılı takip dosyalarında alacaklı olduğu miktarla sınırlı olarak cebri takip yapma yetkisi tanınmasına, ... ilçesi, .... Ada 66 Parsel A-4 Blok, 12 nolu bağımsız bölüm vasıflı taşınmaz ile Kadıköy ilçesi, ..... Mahallesi, ... Ada, 191 Parsel 29 nolu bağımsız bölümlerle ilgili açılan davanın sabit olmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar ... ve ... vekillerinin sebep ve gerekçe içermeyen istinaf dilekçelerinin HMK 352/1-d maddesi uyarınca reddine, davalı ... vekilinin konusu kalmayan istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekilinin davalı ... ve ...'a karşı açtığı davada verilen hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 356/2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... Sıtkı Buyan vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davaların dinlenebilmesi için borçlu hakkında düzenlenmiş geçici (İİK'nun 105.maddesi) veya kat'i (İİK'nun 143.maddesi) aciz belgesinin sunulması gereklidir. İİK’nun 105.maddesine göre haczi kabil malı bulunmadığına ilişkin haciz tutanağı İİK’nun 143. maddesindeki aciz belgesi hükmündedir.
    Somut olayda, dava konusu tasarrufları yapan davalı borçlu ...’ın adresinde yapılmış bir haciz yoktur. 17/11/2014 tarihinde yine dava konusu tasarrufları yapan davalı ... ....’ın adresinde haciz yapılmışsa da, bu haciz tutanağında, gösterilen adreste belirtilen kapı numarasının bulunmadığı yani böyle bir adresin olmadığı anlaşıldığından haczin yapılamadığı belirtilmiş olup; adreste herhangi bir mal varlığına ilişkin tespit olmadığından bu tutanak İİK’nun 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde değildir. 29/11/2014 tarihinde yapılan haciz ise; tasarrufları yapan davalı borçluların adresinde değil dava dışı asıl borçlu şirketlerin adresinde yapılmış hacizler olup, bu haciz tutanağının da İİK’nun 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde kabul edilmesi mümkün değildir.
    Bu nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesince davanın borçluların aciz hali ispatlanmadığından ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    2-Kabule göre;İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Bu halde dördüncü kişi yönünden bedel farkı yeterli olmayıp kötü niyetinin somut delillerle ispatlanması gerekir.
    Somut olayda, davalı borçlu ... tarafından borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmazlardan Ataşehir ilçesi, .... Mahallesi, .... Mevkii, ... Parsel sayılı taşınmaz; 12/05/2014 tarihinde davalı ...’a onun tarafından da 04/06/2014 tarihinde davalı dördüncü kişi ...’ya devredilmiştir. Dördüncü kişi konumundaki davalı ... yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp kötü niyetinin ispatlanmış olması gerekir. Bu davalı yönünden (İİK. 282. Maddesi hükmüne göre kötü niyetli üçünçü kişi) İİK. 278/2 maddesinin uygulama yeri yoktur. Taşınmazın bir ay içerisinde iki kez el değiştirmesi de davalı ...’nın kötüniyetini göstermeyeceğinden, Bölge Adliye Mahkemesince davanın davalı ... yönünden reddi, İİK'nun 283.maddesi gereğince davalı 3.kişi ...’ın taşınmazı(Ataşehir ilçesi, Ferhatpaşa Mahallesi, .... Mevkii, ... Parsel sayılı) elinden çıkardığı 04/06/2014 tarihindeki değeri oranında tazminatla sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli değildir.
    3-Yine kabule göre; davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’ya devredilen Kadıköy ilçesi, .... Mah. ... Ada, 191 Parsel sayılı taşınmazda 5. Kat, 29 bağımsız bölüm ile Üsküdar İlçesi Bulgurlu Mahallesi 1116 ada 66 parsel A-4 Blok 12 nolu bağımsız bölüm yönünden yapılan incelemede; Bölge Adliye Mahkemesince de belirtildiği üzere davalı 3.kişi ... tarafından taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılması için 270.000,00 TL ve ipoteğin kaldırılması için de 249.640,00 TL ödeme yapılmış olup, taşınmazların tapuda gösterilen değerleri üzerine bu miktarın da eklenmesiyle tasarruf tarihindeki gerçek değerleriyle arasında mislini aşan bedel farkının olmadığı sabittir. Ancak; Bölge Adliye Mahkemesince 12 nolu bağımsız bölümün 3. kişi konumundaki davalı ... tarafından ipotekle satın alınıp ipotekle birlikte devredildiği, ipotek bedelinin 380.000,00TL'lik kısmının taşınmazı en son iktisap eden dava dışı .... ve bakiye kısımın ise borçlu firma tarafından ödenerek kapatıldığı, bu durumda ipotek bedelinin ... tarafından ödenmediği, 12 nolu bağımsız bölüme ilişkin tasarrufun İİK278/III-2. madde yönünden de iptale tabi olduğu, bununla birlikte bakiye ipotek borcunun, borçlu firma tarafından ödeneceğine güvenerek satın alma işleminin yapılmış olmasının, taraflar arasında güvene dayalı yakın bir ilişkinin varlığına da delalet ettiği nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmişse de; davalı 3.kişi ... taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin dava dışı asıl borçlu şirkete kendileri tarafından ödendiğini belirtmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince bu husus üzerinde durulmadan ipotek borcunun asıl borçlu şirket tarafından kapatıldığından bahisle bu sonuca varması da doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili, davalı ... vekilinin, davalı ... Sıtkı Buyan vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 04/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi