3. Hukuk Dairesi 2017/4183 E. , 2017/15834 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davaya konu taşınmazın 01.08.2006 tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kadın doğum kliniği olarak davalı tarafından kiralandığını, kira sözleşmelerinin her yıl yenilendiğini, taraflar arasındaki yazılı kira sözleşmelerine göre davalının kira bedellerini eksik ödediğini, davalı hakkında ödenmemiş toplam 96.220 TL kira bedelinin tahsili için icra takibi başlattığını ileri sürerek davalının davacı tarafından başlatılan icra takiplerine yaptığı itirazların iptaline ve kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; her yıl kira sözleşmesinin yenilendiği yenilenen kira sözleşmelerinde önceye ait ödenmemiş borcun olduğunun belirtilmediği bu nedenle en son düzenlenen 01.08.2012 tarihli kira sözleşmesinden öncesine ait kira bedellerinin ödendiğinin kabulü gerektiği, ayrıca davacının taşınmazı 29.05.2012 tarihinde sattığı bu nedenle bu tarihten sonraki kira bedellerinin de talep edilemeyeceğini ve kira bedellerinin tamamen ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda itirazın iptali talebi kısmen kabul edilerek 28.490,40 TL asıl alacak yönünden davanın kabulü ile itirazın iptaline diğer taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Hükmü temyiz eden davacı vekilinin 18.12.2015 havale tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiği, dosyada mevcut vekaletnamesi incelendiğinde temyizden feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
2- Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33.maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK’nun 76.maddesi) uyarınca; davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara ait ise de, dava dilekçesini bir bütün olarak değerlendirerek, davayı nitelendirmek ve uygulanacak kanun maddesini belirlemek hakime aittir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.10.2013 gün, 2013/5-603 Esas- 2013/1503 Karar sayılı ilamı.)
HMK"nun 31.maddesinde; “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir “ düzenlemesi yeralmaktadır.
HMK"nun 26.maddesinde; "Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez" düzenlemesi yer almaktadır.
Hakim, davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına karar veremez. Bunun gibi hakimin talepten başka bir şeye de hüküm vermesi yasaktır. Buna karşılık, mahkeme yapılan tahkikat sonunda gerçekleşecek duruma göre talepten noksanına hüküm verebilir.
Somut olayda; Davacı 03.10.2012 tarihinde başlattığı icra takibi ile ödenmeyen bakiye kira bedeli olarak 96.220 TL kira alacağının tahsilini istemiş, dava dilekçesi ve yargılama sırasında da, taleplerinin hangi aylara ilişkin olduğunu açıklamamıştır. Mahkemece hükme esas alınan 16.02.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda ise; 01.08.2012 tarihi ile 20.05.2013 tarihleri arasındaki ödenmesi gereken toplam kira bedelinin 91.863 TL olduğu ve davalı tarafından bu döneme ilişkin yapılan ödemeler düşüldüğünde toplam borcun 28.490,40 TL olduğu bildirilmiştir. Davanın itirazın iptali davası olması ve icra takip tarihi olan 03.10.2012 tarihine kadar olan ödenmeyen kira bedellerinin talep edilmesi karşısında, talep aşılarak talep edilmeyen dönemlere ilişkin kira bedeleri yönünden hesaplama yapılması hatalı olup, yapılan araştırma ve hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli değildir. Bu durumda, Mahkemece, davacının hangi aylara ilişkin kira bedeli alacağı olduğu açıklatırılarak ve icra takip tarihine kadar olan ödenmemiş kira bedelleri yönünden ayrıntılı olarak konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan alınacak rapor ile belirlenmesi ve sonucna göre, usulü kazanılmış hak ilkesi gereğince davalının kazanılmış hakkı da ihlal edilmeden, tespit edilen alacağın hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
4-Davalının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava kısmen kabul edildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine, reddedilen kısım üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri nazara alınarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi de doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyizden feragat nedeniyle davacının temyiz isteminin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, üçüncü ve dördüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı taraf yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.