Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10808
Karar No: 2016/17078
Karar Tarihi: 09.06.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/10808 Esas 2016/17078 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/10808 E.  ,  2016/17078 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla mesai ve giyim yardıma ücreti alacaklarının ödetelmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, iş sözleşmesinin ihale bitimi gerekçe gösterilerek 31.12.2013 tarihinde haksız şekilde işverence feshedildiğini ve çalışması devam ederken 29.12.2013 tarihinde kıdem tazminatı adı altında ödeme yapılıp daha sonra bu ödemenin işverence geri çekildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, giyim yardımı ve fazla çalışma alacaklarını istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... Genel Müdürlüğü, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı Şirket, davacının düzensiz bir hayatı olduğunu, maaşından icra kesintileri yapıldığını, 04.01.2014 tarihinde ..."da SGK girişi yapıldığını ve 07.01.2014 tarihinde işe davet yazısı gönderildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalılar temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2.İhbar önelleri ve ihbar tazminatı yönlerinden taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25. madde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve Kanunun 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir.
    Somut olayda; davacı işçinin kıdemine göre hak ettiği ihbar süresi sekiz hafta olup, dosyadaki ihbarname başlıklı 01.11.2013 tarihinde davacı tarafından tebellüğ edildiği anlaşılan belgede “... Ağır Silah ve Çelik Fabrikasındaki tahmil tahliye hizmet ihalemiz 31/12/2013 tarihi itibariyle sona erecektir. Yeni dönemde ihalenin tarafımızda kalmayacağı ihtimaline göre önümüzde ki kalan dönemde iş aramak isteyenlerin cumartesi tam gün olarak iş arayabileceklerini ihbar ve bildirilir” yazmaktadır. Davacının 01.11.2013 tarihinde tebellüğ ettiği fesih bildirimi ile kıdemine uygun şekilde sekiz hafta ihbar süresi verildiği anlaşıldığından, 31.12.2013 tarihinde gerçekleşen fesih yönünden davacının ihbar tazminatına hak kazanmayacağı açıktır. Bu durumda ihbar tazminatı talebinin reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3. Taraflar arasındaki davacıya dava konusu alacaklar ile ilgili yapılan ödemeler ve davacının farklı alt işverenlerde geçen çalışmalarının kıdem tazminatına esas sürenin tespitinde nazara alınıp alınmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Ancak, aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı def"inin ileri sürülmesi halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa, önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
    Davacının aralıklı çalışmalarının her birinin iş sözleşmesinin feshi ile sonlanıp sonlanmadığı belirlenmeli ve bu feshe göre işçiye kanuni haklarının ödenip ödenmediği tespit olunmalıdır. Feshe göre işçilik haklarının ödendiği belirlendiğinde, önceki çalışmalarının tasfiye edildiği kabul edilmeli ve tazminat hesabı açısında daha sonraki çalışma süresine eklenmemelidir. Ancak yapılan ödemelerin kanuni hakların altında kaldığının anlaşılması halinde yine tasfiye esası benimsenmekle birlikte zamanaşımı def"i sebebiyle zamanaşımına uğramamış dönem için belirlenen fark alacaklar, her bir dönem ücretine göre belirlenmeli ve istekler yönünden karar verilmelidir.
    İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir.
    Somut olayda; davacı taraf, ihale bitim dönemlerinde işten çıkartılarak hesabına kıdem tazminatı adı altında paralar yatırıldığını, ancak yatırılan paraların daha sonra bankamatik kartları ile işverence geri çekildiğini ileri sürmüştür. Mahkemece, dosyaya sunulan dekontlardaki toplam ödemenin 10.910,00 TL olmasına rağmen davacının hak ettiği kıdem tazminatının 9.895,00 TL olması sebebi ile hak ettiğinden fazlasının ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davacının iddiası samimi bulunmuştur. Mahkemece salt bu gerekçe ile ödemelerin yapılmamış kabul edilmesi isabetli olmamıştır. Davacının iddiası doğrultusunda, ilgili bankalardan kamera kayıtları ve davacı ile diğer işçilerin banka hesap hareketleri getirtilerek işçilerin hesaplarına yatırılan paranın çekilip çekilmediği, çekilmişse kim tarafından ve para yatırılmasından ne kadar süre sonra çekildiği, davacı ve hesap sahibi diğer işçiler tarafından çekilmişse o esnada yanlarında başka biri olup olmadığı, aynı dönemlerde diğer işçilerin hesap hareketlerinde de benzer şekilde yakın tarihlerde para yatırma ve çekme işlemleri olup olmadığı ve buna göre de gerçek anlamda bir tazminat ve izin ödemesi bulunup bulunmadığı açık ve tereddüte yer veremeyecek şekilde belirlendikten sonra dosya içeriği ile birlikte değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Ü.T.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi