1. Ceza Dairesi 2017/1684 E. , 2019/1800 K.
"İçtihat Metni"(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 32/1. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına, anılan Kanunun 57. maddesi gereğince yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına dair, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (Kapatılan CMK 250.madde ile görevli) 30/12/2009 tarihli ve 2009/212 Esas, 2009/334 sayılı Kararının infazı sırasında, hükümlünün 31/03/2010 tarihli sağlık kurulu raporunda toplum açısından tehlikeliliğinin önemli ölçüde ortadan kalktığı, 5 yıl süre ile 3’er aylık aralıklarla en yakın tam teşekküllü bir devlet hastanesinde kontrol muayenelerini yaptırmak kaydıyla taburcu edilebileceğinin belirtilmesi üzerine, raporda belertilen şekil ve süre koşuluyla sanığın taburcu edilmesine dair aynı Mahkemenin 02/04/2010 tarihli ve aynı sayılı ek kararı sonrasında, hükümlünün 5 yıl süre ile kontrollerinin yapıldığı ve alınan son raporunda sosyal şifa halinde olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle infazın devam edip etmeyeceğine karar verilmesi yönünde infaz savcılığınca talepte bulunulması üzerine, hükümlü hakkında tedbir uygulanmasına, 5 yıl süre ile 3’er aylık periyodlarla kontrollerinin sağlanması için en yakın tam teşekküllü sağlık kurumuna sevkine dair İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/03/2016 tarihli ve 2009/212-334 sayılı ek Kararına vaki itirazın reddine ilişkin İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/05/2016 tarihli ve 2016/494 değişik iş sayılı Kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, hükümlü hakkındaki 31/03/2010 tarihli sağlık kurulu raporuna istinaden 5 yıl süre ile 3’er aylık aralıklarla kontrolünün sağlanması için en yakın sağlık kuruluşuna gönderilmesine ilişkin tedbir süresinin dolduğu ve alınan en son 21/12/2015 tarihli sağlık kurulu raporunda hükümlünün sosyal şifa halinde bulunduğunun tespit edildiği, 5237 sayılı Kanun’un 57.maddesinde yeralan “(1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar.
(2) Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir.
(3) Sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve işlenen fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbî kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, bunun süre ve aralıkları belirtilir.
(4) Tıbbî kontrol ve takip, raporda gösterilen süre ve aralıklarla, Cumhuriyet savcılığınca bu kişilerin teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşuna gönderilmeleri ile sağlanır.
(5) Tıbbî kontrol ve takipte, kişinin akıl hastalığı itibarıyla toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı anlaşıldığında, hazırlanan rapora dayanılarak, yeniden koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı fıkralarda belirlenen işlemler tekrarlanır.” şeklindeki düzenlemeye nazaran, tıbbi kontrol ve takip süresi zarfında ancak kişinin toplum açısından tehlikeliliğinin arttığının tespiti üzerine hakkında yeniden koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbirine hükmedilebileceği, tıbbi kontrol ve takip süresinin bitiminde kişinin şifa bulduğunun tespiti halinde hakkında yeniden tedbire hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan Kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 08/11/2016 gün ve 94660652-105-35-11371-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/05/2016 tarihli ve 2016/494 değişik iş sayılı Kararının 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.