3. Hukuk Dairesi 2016/7190 E. , 2017/15897 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 05.08.2010 tarihinde evlendiklerini, 23.12.2011"de de boşandıklarını, kendisine ait ziynet eşyalarını davalının geri iade etmek şartıyla alarak 11.08.2010 tarihinde T.C. Ziraat Bankası ... Şubesin"de kiraladığı kasaya koyduğunu, bir daha da iade etmediğini ileri sürerek, iş bu ziynetlerin aynen iadesini olmazsa bilirkişi tarafından belirlenecek olan miktarının yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; öncelikle düğünde takılan altınların iddia edildiği kadar olmadığını, takıların bir kısmının kendisine hediye olarak takıldığını, kendi başına tasarruf yetkisinin olduğu herhangi bir banka kasası bulunmadığını, bu tür eşyaların kadının üzerinde olduğu ve giderken de yanında götürdüğünün kabul edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; dinlenen tanıkların davacıya düğünde takılan altınların kimde olduğu hususunda açık beyanlarının bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafça altınların kendisine iade edilmek üzere ziraat bankasında bir hesaba konulduğu iddia edilmiş ise de bu hususta delil bildirilmediğinden bu iddialarını ispat edemediği, ziynet eşyasının davalı koca tarafından alındığı, iade edilmediği iddiası ispat külfeti üzerine düşen davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalı tarafça geri iade edilmek üzere alınarak banka kasasına konulduğunu ileri sürmüş, davalı ise; ziynetlerin davacının uhdesinde olduğunu kendisi tarafından alınmadığını savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden yanında götürmesi gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Aksini ispat yükü davacı kadındadır.
Somut olayda mahkemece her ne kadar bu hususta delil bildirilmediğinden bu iddialarını ispat edemediği kabul edilmiş ise de davacı kadın dava dilekçesinde açıkça; davaya konu olan ziynetlerin davalı tarafından alınarak 11.08.2010 tarihinde T.C. Ziraat Bankası ... Şubesin"de kiraladığı kasaya konulduğunu iddia etmiştir. Dinlenen davalı tanıklarından, babası olan ... beyanında; ""düğünde takılan paraların, hem davacının hem davalının adına banka hesabında bulunduğunu"" ifade etmiştir.
O halde mahkemece; T.C. Ziraat Bankası ... Şubesin"e müzekkere yazılarak, davalı adına kiralık kasa olup olmadığı, varsa hangi tarihlerde açıldığı, hangi tarihlerde kim tarafından ziyaret edildiği, kapandı ise de hangi tarihte kapandığı sorularak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.