20. Hukuk Dairesi 2014/1218 E. , 2014/2943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., ... Köyü 186 parsel nolu taşınmazın adına tapuda kayıtlı olduğunu, yörede ilk kez yapılan ve 25.08.2006 - 25.02.2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu sırasında, öncesi tamamen orman dışında olan taşınmazın kadastro komisyonu tarafından orman sayılarak orman alanı içinde bırakıldığını iddia ederek, işlemin iptali ile taşınmazın tamamının orman alanı dışına alınmasını istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, orman tahdidinin iptaline, 07.12.2007 tarihli krokide (B) harfi ile gösterilen 106625 m2"lik kısmın orman tahdit haritası kapsamına alınmasına karar verilmiş, davacı ... ve davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 26/05/2008 tarih ve 2008/4271-7746 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Mahkemece yeniden yapılacak keşifte eski tarihli memleket haritası, kesinleşmeyen tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek orman bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi aracılığıyla çekişmeli taşınmazla birlikte çevre araziye de uygulanarak taşınmazların öncesinin belirlenmesi, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, dava konusu ... Köyü 186 parselin 08.09.2009 tarihli krokide (A)=5803.77 m2, (B)=16293.62 m2 ve (E)=62257.51 m2 kısımlarının orman tahdidi dışına çıkarılmasına, (B)=5340.30 m2, (C)=15918.30 m2 ve (F)=15065.49 m2 kısımlarına yönelik davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili ve davalı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 17/05/2010 tarih ve 2010/5239-6543 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda, taşınmazın bitki örtüsü, eğimi, toprak yapısı belirlenmemiş, hava fotoğrafları incelenmeden ve sadece 1960 tarihli memleket haritasındaki konumu incelenerek, taşınmazın orman niteliği belirlenmiştir. Yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olup, bu rapora dayanılarak karar verilemez. Taşınmaz 336.651 m2’lik çok geniş bir alana sahiptir. Taşınmazın hangi bölümünün eğimi yüksek, hangi bölümünün eylemli orman olduğu saptanmamıştır. Harita Genel Komutanlığından 1960 tarihli memleket haritasından daha eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları olup olmadığı araştırılarak, var ise temin edilmeli, 1960 tarihli memleket haritasının yapımına esas alınan daha önceki tarihli hava fotoğrafları da getirtilerek incelenmeli, taşınmazın krokide (A), (B), (C), (D), (E) ve (F) harfleri ile gösterilen bölümlerinin bitki örtüsü, eğimi, toprak yapısı ayrı ayrı incelenerek taşınmazın orman niteliği konusunda karar verilmesi gerekirdi. Bu nedenle, bu rapor taşınmazın orman niteliğini belirlemede yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararı uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle hüküm Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 27/12/2011 tarih ve 2011/10770-15878 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Esasen her iki bozma kararında da yapılması istenilen, taşınmaz 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte tapulu olduğundan üzerindeki orman örtüsünün yaşlarının belirlenmesi ve en eski tarihli memleket haritası ile hava fotoğraflarındaki konumu belirlendikten sonra 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre tapu kaydının tartışılmasından ibarettir. Özellikle Dairenin son bozma kararına yanlış anlam yüklenerek taşınmazın eylemli durumuna göre hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. O halde; mahkemece, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, orman tahdit sınırı içinde kalıp, hava fotoğrafları ve memleket haritasına göre yeşil alanda kalan bölümler yönünden davacının tapu kaydı 4785 sayılı Kanun karşısında hukukî değerini yitirdiğinden dava reddedilmeli, orman tahdidi içinde kalıp da hava fotoğrafları ve memleket haritasına göre açık alanda kalan bölümler yönünden dava kabul edilerek, bu bölümlerin orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince 6 aylık askı ilân süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 06/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.