MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar kayyımı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
1962 yılında yapılan kadastro sırasında ....mahallesi 258 parsel sayılı taşınmaz, 4400 m2 yüzölçümü ile tarlaniteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanak ... ile Osman oğlu ... mirasçıları adına ½ eşit payla tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, 26/05/2014 tarihli dava dilekçesi ile, taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı, öncesi itibarıyle ve halen de eylemli orman niteliğinde olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, şerhlerin silinmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların kimliği tespit edilemediğinden sulh hukuk mahkemesinin 2014/756 - 2015/256 E.K. sayılı ilamı ile Termal Mal Müdürünün davalılara yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir
Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tüm şerhlerin silinmesine karar verilmiş; hüküm davalılar kayyımı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı ve eylemli orman olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma işlemi, 13/02/1991 tarihinde 6 ay süre ile ilân edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması vardır. Yörede arazi kadastrosu 1962 yılında kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahditinde orman tahditi içinde kalan yerlerden ve eylemli orman olduğu gözetilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 01/07/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.