
Esas No: 2014/1431
Karar No: 2014/2967
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/1431 Esas 2014/2967 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 28.12.2007 günlü dilekçesinde; ... Köyü 112 ada 5 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan 1314,05 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 30 yılı aşkındır tarım arazisi olarak zilyedlik ettiği iddiasıyla adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabülüne ilişkin verilen kararın davalı Hazine tarafından temyizi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.07.2010 tarih ve 2010/8714 E. 2010/9810 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “yapılan araştırmanın yetersiz olduğu, tapulama dışı kalan taşınmazın öncelikle orman sayılan yerlerden olup olmadığının usûlüne uygun araştırılması gerektiği, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki zilyedlikle edinme koşullarının tam olarak oluşup oluşmadığının araştırılması” gereğine değinilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan araştırma sonucu davanın kabulüne, 11.05.2011 günlü fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1943 yılında yapılan ilk orman kadastrosu ile 1992 yılında yapılıp kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu 1952 yılında yapılıp kesinleşmiş, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 06/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.