20. Hukuk Dairesi 2016/14756 E. , 2019/4887 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 18/03/2015 tarihli dava dilekçesi ile; müvekillerinin ....parselde kayıtlı gayrimenkulü 1988 yılında 3. şahıstan satın alma yolu ile iktisap ettiklerini, iktisap tarihinde ve öncesinde bu gayrimenkulün orman alanı içinde kaldığını, orman arazisi olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt, şerh ve emare bulunmadığını, 27 yıl boyunca da herhangi bir şerh yahut bildirim söz konusu olmadığını, müvekkillerinin tapu kayıtlarına güvenerek iktisap ettiğini, 2014 sonu itibariyle gayrimenkulün tapu kaydı üzerine orman arazisi şerhinin işlenmiş olduğunu, “orman çalışması nedeni ile dava açılacaktır” şerhini öğrendiğini, bu taşınmazın iktisap tarihinde özel mülkiyete konu olduğunu, tapu kaydında hiçbir takyidat ve şerhin bulunmadığını, üzerinde çalılık bulunduğunu, kayıtlarla belli olduğunu, çok uzun zaman içinde elbetteki bir kısım ağaçların olabileceğini, söz konusu orman şerhinin gayrimenkulün 3 şahıslara fiilen satışını engeller nitelikte olduğunu, bu sebeple tapu kayıtlarına güvenerek iktisap edilen ancak kayıtların aksine parselin tamamının orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesi ile Orman Bakanlığı tarafından konulan şerhin gayrimenkul orman tahdidi içinde olmadığının belirlenerek kaldırılmasını talep zorunluluğunun hasıl olduğunu, dava konusu taşınmazın kısmen veya tamamen orman tahdidi içinde kalıp kalmadığının belirlenerek neticesinde davalarının kabulü ile tapu kaydı üzerindeki orman tahdidi ile tüm şerhlerin kaldırılmasına, devletin tapu kayıtlarının tutulmasından kusursuz sorumluluk ve tüm haklarının saklı kalmak kaydı ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesi talebiyle dava açmıştır.
Karşı davacı ... Yönetimi 29/04/2015 havale tarihli dava dilekçesi ile, dava konusu taşınmazın öncesi itibari ile orman olduğu gibi kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kaldığını belirterek taşınmazın davacı karşı davalılar adına olan tapu kaydının iptalini ve orman vasfı ile Hazine adına tescilini, davacı-karşı davalıların müdahalesinin men"ine karar verilmesini, tapu kaydı üzerinde bulunan şerhlerin silinmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Kadastro mahkemesinin 2015/28 Esasına kaydı yapılan iş bu davanın yapılan yargılaması sonucunda 12/08/2015 tarihinde 2015/28 Esas - 2015/114 Karar sayısı ile "Davacılar ... ile ..."ın açtığı orman kadastrosuna itiraz davası ile karşı-davacı ..."nün açtığı tapu iptali tescil ve müdahalenin önlenmesi davasının görev nedeniyle reddi ile mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ....Mahkemesine gönderilmesine," dair karar verildiği, verilen iş bu kararın kesinleşmesini müteakip dava dosyasının temyize konu esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacı gerçek kişilerin davasının reddine;
Davalı/karşı davacı ... Yönetiminin tapu iptali tescil davasının kabulüne, ..... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, müdahalenin men"i talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı/karşı davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 25/12/2012 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1955 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Asıl dava, orman şerhinin silinmesi, karşı dava ise tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından dava konusu taşınmazın tapu kaydında "Hazine lehine irtifak hakkı" bulunduğu ancak Hazinenin davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Karşı davacı ... Yönetimi tapu iptal talebi ile birlikte taşınmaz üzerinde bulunan şerhlerin silinmesini de talep etmiş olup mahkemece verilen karardan tapuda irtifak hakkı sahibi olan Hazine de etkilenecektir. Anayasanın 169. maddesinin koruyucu hükmü karşısında ormanlar üzerine hiç bir kısıtlayıcı şerh bulunamayacağı, orman olduğu belirlenecek bölümler üzerindeki şerhlerin silinmesine karar verilmesi halinde karardan etkilenecek olanların davada taraf olarak yeralması gereği mahkemece gözden kaçırılmıştır. Taraf teşkili tamamlanmaksızın eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde; öncelikle, verilecek karardan etkilenecek olan Hazine davaya dahil edilip, süre verilerek delillerinin toplanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceğinden sair hususlar incelenmeksizin hükmün bu gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle; davacı-karşı davalı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.