3. Hukuk Dairesi 2017/6687 E. , 2017/15967 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulü ile kiralananın tahliyesine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan ... ile aralarında 01/03/2010 tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının ise sözleşmenin kefili olduğunu, ödeme konusunda davalılar ile ayrıca bir anlaşma yapılarak ödeme şeklinin düzenlenen tutanak ile imza altına alındığını, bu belgeye göre davalıların kira bedellerini ödemede temerrüde düştüğünü belirterek temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ile 38.000,00- TL alacağın tahsilini istemiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalılardan kefil hakkındaki davanın reddine, 14.747,24-TL kira alacağının davalı kiracıdan tahsili ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan ve ihtilaf konusu olmayan kira sözleşmesi ile davaya konu taşınmaz 01/03/2010 başlangıç tarihli, dört yıl beş ay süreli olarak, davacı tarafından, davalılardan ...’e kiralanmıştır. Sözleşmede aylık kira bedelinin 450,00-TL olarak kararlaştırılmış olduğu anlaşılmakta ise de; davacı gerek dava dilekçesinde gerekse de yargılamadaki beyanlarında, davalılar ile aralarında sözleşme bedeli konusunda ayrı bir anlaşma yapıldığını iddia ederek, buna ilişkin 26.06.2010 tarihli ‘’Söz Senettir’’ başlıklı belgenin suretini Mahkemeye ibraz etmiş, belge aslının ise husumetli olduğu önceki avukatı ...’da bulunduğunu beyan etmiştir. Her ne kadar Mahkemece belge aslının temini için; ‘’... barosu avukatlarından Av. ..."ya ulaşılarak davacı vekilinin suretini sunmuş olduğu 26/06/2010 tarihli ve "söz senettir" başlıklı senet aslının dosya içerisine sunmasını istenilmesine,’’ dair ara karar oluşturulmuş ise de; ilgili avukatın telefonla arandığı ancak ulaşılamadığı belirtilerek, kesin süre içerisinde sunulmayan ve imzası davalı tarafından inkar edilen belgenin dikkate alınmamasına karar verilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/24 D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ...’in ‘’Söz Senettir’’ başlıklı belgeye dayanarak ihtiyati haciz isteminde bulunduğu ve Mahkemece 24.02.2012 tarihli Ek Karar ile kiracı yönünden ihtiyati hacze karar verildiği, ilgili ilamın davacı vekili Av. ... tarafından elyazısı ile ‘’ ‘Söz Senettir’ başlıklı belge aslını aldım’’ yazılmak suretiyle 01.03.2012 tarihinde imzalandığı görülmüştür. Bu durumda ilgili belge aslının Av. ...’e teslim edildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’ nun 221. maddesi uyarınca “Mahkeme, üçüncü kişi veya kurumun elinde bulunan bir belgenin taraflarca ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu olduğuna karar verirse, bu belgenin ibrazını emreder. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen herkes, elindeki belgeyi ibraz etmek; belgeyi ibraz edememesi hâlinde ise, bunun sebebini delilleri ile birlikte açıklamak zorundadır. Mahkeme yapılan açıklamayı yeterli görmezse, bu kimseyi tanık olarak dinleyebilir.” Bu nedenle Mahkemece, öncelikle HMK’nun 221. Maddesi gereği işlem yapılarak, ilgili avukata belge aslını sunmak üzere mehil verilmesi, belge aslının sunulma imkanı yoksa; davacının nezaretindeki bir belge olmadığı gözetilerek, ilgili mahkemelerden araştırılması mümkün bulunan onaylı belge suretinin getirtilerek sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.