3. Hukuk Dairesi 2017/15490 E. , 2017/15987 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; taşınmazı 29.05.2012 tarihinde satın aldığını, yeni doğan çocuğuna annesi bakacağını, annesinin kiralanana yakın olduğunu, kiralanana ihtiyacı olduğunu ileri sürerek; kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; ihtiyacın samimi ve zorunlu olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesi" nin 07.11.2013 günlü ve 2013/14095-14978 sayılı ilamı ile; ""Davacının kirada oturduğu ibraz olunan sözleşme ile ispatlanmış olduğundan, bu durum başlı başına kirada oturan davacının ihtiyacının gerçek olduğuna karine teşkil edecektir. Ayrıca davalı tarafça davacının 05.02.2013 tarihinde doğum yapmasına, yenidoğan bebeğe yakın yerde oturan anneannenin bakacağa iddiasına da karşı çıkılmamış olmasına, davalı tarafça 29.08.2012 tanzim tarihli 05.01.2013 tarihi için tahliye taahhüdünün verilmiş bulunmasına göre artık ihtiyacın varlığının samimi, gerçek ve zorunlu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru değildir."" gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozma sonrasında mahkemece; taşınmaz dava sırasında tahliye edildiğinden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kiralananın tahliye edilmesinden 5 aylık süre geçtiği halde davacının kiralanana taşınmadığı, ihtiyacın samimi olmadığı gerekçesiyle yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası verilen karar direnme olarak kabul edilip dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu" na gönderilmiş ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 12.04.2017
günlü ve 2017/394-708 sayılı ilamı ile "Ne var ki, temyize konu karar bu haliyle Özel Daire denetiminden geçmeyen tamamen yeni gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir. Hal böyle olunca, bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil Özel Daireye aittir. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir."gerekçesiyle dosyayı dairemize göndermiştir.
HMK"nun 331/1 maddesi gereğince; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
Davacının kirada oturduğu ibraz olunan sözleşme ile ispatlanmış olduğundan, bu durum başlı başına kirada oturan davacının ihtiyacının gerçek olduğuna karine teşkil edecektir. Ayrıca davalı tarafça davacının 05.02.2013 tarihinde doğum yapmasına, yenidoğan bebeğe yakın yerde oturan anneannenin bakacağa iddiasına da karşı çıkılmamış olmasına, davalı tarafça 29.08.2012 tanzim tarihli 05.01.2013 tarihi için tahliye taahhüdünün verilmiş bulunmasına göre artık ihtiyacın varlığının samimi, gerçek ve zorunlu olduğunun kabulü gerekir.
Mahkemece konusuz kalan davada, davacının dava tarihinde haklı olduğu gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.