16. Hukuk Dairesi 2020/195 E. , 2020/424 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 158 ada 57 parsel sayılı 1.601,68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve ..., çekişmeli taşınmazın bir bölümünün, tapuda el birliği mülkiyet hükümleri dairesinde adlarına kayıtlı olan komşu 158 ada 56 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğu iddiasına dayanarak, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, adlarına kayıtlı 158 ada 56 parsel sayılı taşınmaz ile davalı adına kayıtlı komşu 158 ada 57 parsel sayılı taşınmazın müşterek sınırının yanlış belirlendiğini, kendilerine ait taşınmazın bir bölümünün davalıya ait taşınmaz içerisinde tespit ve tescil edildiğini iddia ederek dava açmışlar, davalı ise taşınmazlar arasında yer alan ve "kaş" olarak adlandırılan yükseltinin zeminde ayırıcı sınır olduğunu, tespitin ise bu sınır esas alınarak yapıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece taşınmazların müşterek sınırının kadim kullanıma uygun olarak belirlendiği ve davacınn iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlık ortak sınırın belirlenmesine yöneliktir. Çekişmeli parsel ile davacı tarafa ait taşınmazın kadastro tespitlerinin zilyetliğe dayanılarak yapıldığı anlaşıldığına göre ortak sınırın zilyetlik hükümlerine göre belirlenmesi zorunlu bulunmaktadır. Ne var ki mahkemece keşif mahallinde beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarında sözü edilen, yerel deyişle "kaş" olarak adlandırılan müşterek sınırın neresi olduğu fen raporunda işaretlenip gösterilmemiş, bilirkişi raporunun eki krokide yalnızca davacının iddiasına konu bölümün gösterilmesi ile yetinilmiş, keşfi takibe ve denetime elverişli rapor alınmamış, zirai bilirkişi tarafından zeminde ortak kullanım sınırı olup olmadığı yönünde araştırma yapılmamış, keşif mahallinde çekişmeli taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş teşhise elverişli fotoğrafları rapora eklenmemiş, beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıklara çekişmeli taşınmaz bölümünün hangi tarafın zilyetliğinde olduğu, müşterek sınırın kadastrodan evvel nasıl belirlendiği hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklatırılmamış, ortak sınırın tespiti hususunda nizalı bölüm üzerinde kadastro öncesinde sürdürülen zilyetlik araştırılmamış, tespitten sonraki fiili kullanım durumuna itibar edilmiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, mahallinde tarafsız, yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve fen bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında mahalli bilirkişiler ve tanıklardan müşterek sınır olarak bahsedilen "kaş" yükseltisinin zeminde gösterilmesi istenilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerindeki zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, kimler tarafından ne kadar süreyle ve hangi sınırlarla kullanıldığı, taraflara ait taşınmazların ortak sınırının neresi olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir biçimde kroki düzenlettirilmeli, ziraat mühendisi bilirkişiden zeminde ortak sınır olarak kabul edilebilecek ayırıcı bir unsur olup olmadığı hususunda değerlendirmeyi içeren ve çekişmeli taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir rapor alınmalı, bu yolla ortak sınır kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekili temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.