Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8935
Karar No: 2017/16002
Karar Tarihi: 6.11.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/8935 Esas 2017/16002 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/8935 E.  ,  2017/16002 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; ... İl Özel İdaresi tarafından 2003 yılında alınan İl Encümen kararına göre ...köyü 104 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın adına tahsis edildiğini ve bu kararın ...köyü köy defterine yazılarak kayıt altına alındığını, bunun üzerine İl Encümen kararı ile adına tahsis edilen taşınmaz için tespit edilen 297.593.586.-TL"yi İşiliği ...Köyü Tüzel Kişiliğinin ... Ziraat Bankasındaki hesabına 12/12/2013 tarihinde yatırdığını, ancak muhtarın taşınmazın tapusunun adına tapuda tescil edilmesi için gerekli olan işlemleri başlatmadığını, söz konusu taşınmazın, İl Encümeni"nin 2012 yılında almış olduğu yeni bir kararla 3.kişi adına tahsis edildiğini ve 3.kişinin aynı taşınmaz için İl Encümeni tarafından tespit edilen bedeli taksitler halinde bankaya yatırmaya başlayarak taşınmazın maliki olduğunu beyan ederek söz konusu taşınmazın rayiç bedeli belirlenerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 7.000,00.-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02/05/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 8.318,09 TL’ye çıkarmıştır.
    Davalı ...Köyü Tüzel kişiliği temsilcisi duruşmalarda, davacının arsa almak için köy tüzel kişiliği hesabına bir miktar para yatırdığını, alınan 03/12/2004 tarihli ihtiyar heyeti kararı ile davacıya yer verilmesi kararlaştırılmış ise de davacının 2 sene içerisinde yer alımına ilişkin işlem yaptırmadığından ve bilahare köyden ayrıldığından kendisine yer tahsisi yapılmadığını, yatırmış olduğu para köy bütçesine ait olduğundan çekilip kullanıldığını beyan etmiştir.
    ... ilinin Büyükşehir statüsüne girmesi nedeniyle dava konusu taşınmazın bulunduğu yer Onikişubat Belediyesi sınırlarında kaldığından dava Onikişubat Belediye Başkanlığına yöneltilmiş; davalı ..., dava tarihinde kurumun tüzel kişiliği bulunmaması sebebiyle davanın kendilerine yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile taşınmazın dava tarihine göre ve fiili ödeme tarihi miktarı gözetilerek yerin zemin bedeli, ödenen meblağın alabileceği altın değeri, faiz ve enflasyon rakamları ortalaması olan 2.799,83.-TL"nin dava tarihindeki yasal faizi ile birlikte davalı belediyeden alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının ve davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
    Davacının dava konusu arsa vasfındaki taşınmaz için tespit edilen 297.593.586.-TL"yi 15.12.2003 tarihinde İşiliği ...Köyü Tüzel Kişiliğinin hesabına gönderdiği ve taşınmazın 03.12.2004 tarihinde, 3367 Sayılı Yasaya istinaden köy ihtiyar heyeti kararı ile davacıya verilmesinin kararlaştırıldığı, taşınmazın davacı adına tahsisinin yapılmaması üzerine köy ihtiyar heyetinin 04.05.2012-14.05.2012 tarihli kararı ile taşınmazın dava dışı 3. kişi Hanifi Yılmaz’a verilmesine karar verildiği ve taşınmazın 30.05.2012 tarihinde 3. kişi adına tapuda tescil olunduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    20.05.1987 tarihinde kabul edilen 3367 sayılı Kanunun 1.maddesi ile 442 sayılı Köy Kanununa ek maddeler ilave edilmiş, ek 14.madde ile Hazinenin mülkiyetinde olup kamu hizmetine tahsis edilmemiş taşınmaz mallardan, köy yerleşim planında konut alanı ve köy ihtiyaçlarına ayrılan yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan mer’a, yaylak, seyrangah, harman yeri gibi alanların köy yerleşme planının onayı ile bu niteliklerini kendiliğinden kaybedebilecekleri ve Valiliğin isteği üzerine köy tüzel kişiliği adına tapuya tescil edileceği açıklanmıştır. Bu şekilde nitelik değiştirilmek suretiyle köy tüzel kişiliği adına tescil edilen yerler ihtiyar kurulunun kararıyla rayiç bedel üzerinden aynı kanunun ek 15.maddesinde yazılı koşulları taşıyan kimselere satılacağı açıklanmıştır. Köy tüzel kişiliği adına tapuya tescil edilen böyle bir yerin belirlenen rayiç bedeli karşılığında yapılacak satışın Tapu Sicil Müdürü önünde resmi şekilde yapılması gerekir. Taşınmazın devrine ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadıkça geçersizdir.
    Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
    Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut verileri tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
    Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
    Satım bedelinin iade tarihindeki ulaştığı bedel belirlenirken ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, ÜFE-TÜFE artış oranları, faiz, altın, işçi ücretlerindeki artış ve döviz kurlarındaki artış vs. ortalamaları göz önünde tutulmalıdır.
    Mahkemece; ödenen satış bedelinin, ifanın imkânsız hale geldiği tarihi itibariyle (çeşitli ekonomik etkenlerin ÜFE-TÜFE artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınmak suretiyle) ulaşacağı alım gücü, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde, uzman bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmeli; bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmelidir.
    O halde; mahkemece, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak uzman bilirkişi heyetinden davacının ödediği satış bedelinin, ifanın imkansız hale geldiği 30.05.2012 tarihindeki ulaşacağı alım gücü; çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, ÜFE, TÜFE, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs olmak üzere en az 5 etken) ortalamaları alınmak suretiyle belirlenmesi ve bu yöntemle belirlenecek miktara hükmedilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalının ve davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.11. 2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi