3. Hukuk Dairesi 2016/7645 E. , 2017/16008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıların murisinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, abone adına tüketilen bir kısım elektrik enerjisi bedelinin ödenmemesi nedeniyle muris ... aleyhine girişilen takipte muris abonenin vefat ettiğinin tespit edilmesi üzerine, davalıların murisin mirasçısı olmaları sebebi ile davalılar aleyhine toplam 30.442,74 TL alacağın tahsili istemiyle ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/3121 esasında ilamsız icra takibine başlandığını, davalıların icra takibine itiraz etmeleri üzerine takibin durduğunu, davalıların murisin borcundan mirası reddetmedikleri müddetçe sorumlu olduklarını beyan ederek davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptaline ve alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişler; davalı ... vekili duruşmadaki beyanında davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davalıların asıl abone olan ..."nın yasal mirasçıları olması nedeniyle elektrik borcundan dolayı sorumlu oldukları tespitini içeren bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, ... İcra Müdürlüğü’nün 2015/3121 Esas sayılı icra takip dosyasına vaki davalının itirazının iptali ile takibin devamına, kabul edilen değer üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, enerji tüketim borcuna dayalı yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-... İcra Müdürlüğü’nün 2015/3121 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ödeme emrinin borçlu davalı ...’ya 20.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 06.05.2015 tarihinde yasal süresinden sonra itiraz ettiğinden itiraz talebinin İcra Müdürlüğünce reddine karar verildiği görülmüştür. Bu durumda takip davalı ... yönünden kesinleşmiştir ve kesinleşen takipten dolayı davalı yönünden itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar, dava şartlarından olup (HMK 114), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Davada davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı, mahkemece, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacak hususlardandır.
Her ne kadar davalı ... vekilince hukuki yarar temyiz konusu yapılmamış ise de; hukuki yarar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114.maddesi uyarınca dava şartlarındandır. Dava şartları kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Kamu düzenine ilişkin hususlar hakkında aleyhine bozma yasağı kuralının uygulanmasına olanak yoktur.(HMK 115/1). Mahkemece, dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verilir. (HMK 115/2) O halde belirtilen itirazın iptali isteminin davalı ... yönünden hukuki yarar yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu davalı yönünden de yazılı şekilde davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
3-...nun 266.maddesi gereğince ancak çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilebileceği, hakimin kendisinin sahip bulunmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvuracağı, bu nedenle bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında özel ve teknik bilgiye sahip, başka bir deyişle o konuda uzman olması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla mahkemece teknik konularda mutlaka teknik öğrenim görmüş olan mimar, mühendis, hesap bilirkişisi gibi kişiler bilirkişi olarak seçilmelidir.
Ancak, somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporu hukukçu tarafından düzenlenmiş olup bilirkişi konusunda uzman değildir. Bu nedenle, konusunda uzman olmayan bilirkişinin raporuna itibar edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Öyle ise, mahkemece; davalıların borçlu olduğu miktar, uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan, taraflar arasındaki sözleşmede borcun ödenmemesi halinde yani gecikme durumunda 6183 sayılı Yasa hükümleri uygulanacağına dair hüküm olmadığı da göz önünde bulundurularak, Yargıtay denetimine uygun ve elverişli rapor alınmak suretiyle belirlendikten sonra hüküm kurulması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.