3. Hukuk Dairesi 2016/5211 E. , 2017/16023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; un değirmeninin işlettiğini, kaçak elektrik kullanımından dolayı fatura tahakkuk ettirildiğini, fatura bedelinin gerçeği yansıtmadığını, fahiş miktarda tahakkuk yapıldığını, değirmenin günde en fazla 2 saat çalıştığını belirterek, toplam 25.450,40 TL olan kaçak elektrik bedeli tahakkukunun iptali ile fazla tahakkuk ettirilen miktar için borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; kaçak elektrik kullanımı olduğunu, mevzuata uygun tahakkuk yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 04/01/2013 ve 6752,60 TL bedelli 14/01/2013 ve 18.697,80 TL bedelli toplam 25.450,40 TL bedelli kaçak tahakkuk fatura tutarının 16.767,77 TL"lik kısmı açısından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda; mahkemece alınan 27/02/2015 tarihli tek kişilik bilirkişi raporunda kaçak elektrik tahakkuk bedeli 19.845 TL olarak hesaplanmış; hükme esas alınan 12/06/2015 tarihli üç kişilik bilirkişi raporunda kaçak elektirik tahakkuk bedelinin 8.682,63 TL hesaplandığı görülmüştür.
Buna göre, 27/02/2015 tarihli bilirkişi raporu ile mahkemece hükme esas alınan 12/06/2015 tarihli bilirkişi raporu arasında çelişki bulunmakta olup, mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmemiştir.
Mahkemece, iki rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin, ikinci rapora dayalı olarak hüküm kurulmuştur.
Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında uzman üçlü bilirkişi kuruluna verilmesi ve iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek, hükme dayanak rapora ilişkin taraf vekilleri itirazlarını karşılar şekilde; somut verilere dayalı, gerekçeli taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.