3. Hukuk Dairesi 2017/15337 E. , 2017/16075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ... elektrik enerjisi firmasından 7551020 abone numarası üzerinden, ... elektrik enerjisi firmasından ... abone numarası üzerinden ve ... elektrik enerjisi firmasından elektrik hizmeti aldığını, davalı şirketlerin düzenlediği faturalar ile kendisinden kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ve bu bedeller üzerinden alınan ... payı, enerji fonu, ...’si ile enerji tüketim bedeli dışında başka bir ad altında faturalara yansıtılan, 01.06.2006 tarihinden itibaren tüketilen ve kendisinden hukuka aykırı olarak tahakkuk ve tahsil edilen tüm bedellerin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, ön inceleme duruşması açmadan; 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı yasanın 17 maddesinde yapılan değişiklikle kayıp kaçak bedelinin alınabileceği yasal hale getirilmiş olup 6719 sayılı yasanın geçici 20. maddesi uyarınca da yasanın açılmış olan davalara da uygulanacağı belirtildiğinden yasa değişikliği nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp - kaçak vb. bedellerin istirdadı istemine ilişkindir.
1)Savunma hakkı Anayasada güvence altına alınmış haklardandır. Buna göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. (1982 Anayasası m. 36)
Karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK"nın 27.maddesi hükmüne göre, davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının tarafların açıklamalarını dikkate alarak gereği
gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda hâkim, tarafları dinlemeden, açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için onları kanuna uygun biçimde duruşmaya davet etmeden karar veremez. (YHGK 2009/52 E., 2009/105 K.)
Her ne kadar HMK"nın 320/1.maddesinde, basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar vereceği belirtilmiş ise de; bunun ancak ön inceleme aşamasında ve mümkün olan hallerde olduğu belirtilerek uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir.
HMK"nın 137. maddesinde; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, ön incelemede dava şartlarının ve ilk itirazların inceleneceği, uyuşmazlık konularını tam olarak belirlenip, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemlerin yapılacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onların sulhe veya arabuluculuğa teşvik edileceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez.
Dosya üzerinden karar verilmesi mümkün olan ön inceleme işlemleri, dava şartları ve ilk itirazlardır. Dava şartları ve ilk itirazlarda eksiklik yoksa diğer ön inceleme işlemleri için duruşma açılmalıdır. Dava şartları ve ilk itirazlar dışında ön inceleme işlemlerinin duruşmalı olarak incelenmesi, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra gerekli görülmesi halinde tarafların tahkikat için duruşmaya davet edilerek davanın esasına yönelik karar verilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece ön inceleme için taraflara tebligat çıkarılmadığı, dosya üzerinden karar verildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece; ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilmek suretiyle tarafların hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.