3. Hukuk Dairesi 2017/5636 E. , 2017/16096 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davalının 01/06/2004 tarihli şifahi kira sözleşmesi ile ... Mah., ... Sokak, No:21 ... / ... adresinde bulunan taşınmazda 9 yıldır kiracı olduğunu, davalının ... içerisinde oturacağı kendisine ait mülkü bulunduğunu, sözleşmenin yenilenmeyeceği hususunun, ... . Noterliği"nin 03/04/2013 tarih 05661 yevmiye no"lu ihtarnamesi ile davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalının kiralananı tahliye etmediğini,halen kirada oturduklarını ancak artık kendi evlerinde oturmak istediklerini, bu nedenlerle dava konusu mecurun tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacılar ile tarafına ait olan şirket arasında tanzim olunan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile mülkiyeti davalılara ait olan taşınmaz üzerinde iki adet villa yapılması için anlaşıldığını ancak imar gereği taşınmaz üzerine sadece bir adet villa yapılabildiğini , bu bakımdan dava konusu taşınmazın yarı hissesi adına tescili gerekirken davacıların tescil işlemini bir türlü yapmayıp tahliyesini talep ettiklerini; Halihazırda,davacılarla olan anlaşması gereği ilgili taşınmazda oturmakta ve taşınmazın yarı hissesi tarafına ait olduğundan kararlaştırılan kira bedelinin sadece yarısı olan 5.000 TL"nı her ay banka üzerinden davacılara ödemekte olduğunu , taşınmazın yarısı için tarafından ödenen aylık kira bedeli 5.000 TL olduğundan davacı tarafından yıllık kira bedeli olan 60.000 TL üzerinden harç yatırılması gerekirken dava değeri 30.000 TL gösterilerek eksik harç yatırıldığını ,eksik harcın ikmali gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın kabulü ile davacının kiralanan taşınmazdan tahliyesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6098 sayılı TBK.’nun 350/1. maddesi hükmüne göre ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. TBK.’nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için öncelikle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ve süresinin bilinmesi zorunludur. Davacının bildirdiği bu tarihlere davalı karşı çıkarsa,uyuşmazlığın tarafların gösterecekleri tanık dahil bütün deliller toplanarak,bir hadise olarak çözüme kavuşturulması gerekir.
Olayımıza gelince; Davacı, yazılı kira sözleşmesi ibraz etmemiş, davalının 01.06.2004 tarihli sözlü kira akdi gereğince kiracı olduğunu belirterek 27.06.2013 tarihinde işbu davayı açmıştır.Yukarıda yazılı ilkede açıklandığı üzere davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için öncelikle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ve süresinin bilinmesi zorunludur. Bu nedenle mahkemece, davacı tarafa kira sözleşmesinin belirli ya da belirsiz süreli olup olmadığını kanıtlamak üzere imkan tanınarak sonucuna göre davanın süresinde açılıp açılmadığı tespit edilerek ve ayrıca yıllık kira bedeli belirlenmek suretiyle, varsa harca ilişkin eksiklik giderilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
2- Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.