10. Hukuk Dairesi 2016/7912 E. , 2016/8923 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 2926 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun"un 4/b-4. maddesi kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda yazılı biçimde davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davanın bozma üzerine kısmen kabulüne dair önceki karar, Dairemizin 26.05.2015 tarihli ilâmıyla “...kabulüne karar verilen dönem içinde yer alan 2002-2011 yılları arasında, 2926 sayılı Kanun kapsamındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının söz konusu olabilmesi için, 2926 sayılı Kanun"a tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir kayıt ve tescil başvurusu ya da tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı gerekli olup, devamında, bozma ilamında belirtilen ilkeler doğrultusunda, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılmalı, yok ise bu dönem yönünden davanın reddine karar verilmelidir.
Yapılacak değerlendirmede, Kurumca, 01.11.2001 tarihinden itibaren sigortalı olarak tescil edilen davacının, 5 yılı aşan prim borcu bulunması nedeni ile 5510 sayılı Kanun"un geçici 17. maddesinin “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı Kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. …” hükmü gereğince aynı tarih itibariyle sigortalılığının durdurulduğu, 01.05.2008-22.07.2008 dönemi hakkında ise yine tescil işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise anılan maddenin “…Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80"inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. …” hükmü gereği, davacının Kurumca kabul edilen ancak durdurulan sigortalılık süreleri (ihya edilebilir) Kurumdan sorularak belirlenmeli, buna göre davanın tümden veya kısmen konusuz kalıp kalmadığı hususundaki tereddüt giderilmelidir” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece, davacının 09/12/2014 tarihli 6522 sayılı Kanuna göre; 01/11/2001-30/04/2008 tarihleri arasında durdurulan sigortalılık sürelerini ihya ederek, 16/01/2015 tarihinde kuruma 10.110,99 TL ödeme yaptığı gerekçesiyle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemenin, 2001 sonrası dönem yönünden davanın konusuz kaldığına dair kabulü isabetli ise de, önceki dönem yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hükmün 1. fıkrasının silinerek yerine “01.11.2001 sonrası dönem yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 01.01.1990-01.11.2001 arası dönem yönünden talebin reddine” sözcüklerinin yazılmasına, vekalet ücretine ilişkin 3. bende "davanın kısmen reddi nedeniyle davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine" sözcüklerinin ilavesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 31.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.